Seni suçlamadılar çünkü cesedi bulacaklarına inanıyorlar. | Open Subtitles | ليس هناك تهم لحد الآن. يعتقدون أنّهم سيجدون جثه. |
- Bir yolunu bulacaklarına eminim, efendim. - Benim endişem SG-1 değil. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنهم سيجدون طريق, سيدى ليس أس جي 1 من أقلق عليه |
O an anladım ki, tek yapabileceğiniz onlara en iyi yaptığınız şeyi öğretmek ve kendi yollarını bulacaklarına inanmak. | Open Subtitles | هذا عندما أدركت بأن كل ما تستطيع فعله أن تعلمهم أفضل ما تستطيع واطمئن بأنهم سيجدون طريقهم |
Bak, sonunda suçluyu bulacaklarına inanmak zorundaydım. | Open Subtitles | يجب علي ان اصدق انهم سيعثرون على المذنب الحقيقي في النهاية |
Sizin şeye ihtiyacınız... Uygun bir donör bulacaklarına eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد إنه سيعثرون على متبرع مناسب |
Ne bulacaklarına bağlı. | Open Subtitles | يعتمد على ما سيعثرون عليه. |
Gerçeği bulacaklarına eminim. | Open Subtitles | لذا أنا متأكد أنهم سيجدون الحقيقة |