"bulamayacağı bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجده
        
    • يجدنا
        
    • لا يمكنه العثور عليه
        
    • العثور علينا
        
    • ايجادنا
        
    Bir kaç gün için kimsenin bulamayacağı bir yere saklasan yeter. Open Subtitles بالآلاف فقط قم بإخفائه بمكان حيث لا يجده أحدهم لبضعة أيام
    Al ve onun bulamayacağı bir yere koy. Open Subtitles حسنا ًخذيه ضعه في مكان ما آمن حيث لا يجده
    Çocukları kimsenin bulamayacağı bir yere koydum. Open Subtitles وضعت الاطفال بمكان لا يجده احد ولا اي شخص
    Buradan gidelim. Bizi asla bulamayacağı bir yere gidebiliriz. Open Subtitles نأخذ الطائرة ونذهب لمكان لا يستطيع أن يجدنا فيه
    Bizi bulamayacağı bir yere kaçabiliriz. Open Subtitles الان سنهرب حيث لايمكنه أن يجدنا أبدا,صحيح؟
    Onu bulamayacağı bir yerde hafızama koydum. Open Subtitles لقد وضعته في ذاكرتي حيث لا يمكنه العثور عليه
    Bizi annenin ve köpeklerinin bizi asla bulamayacağı bir yere götürmek için kullanabilirim. Open Subtitles أستطيع استعماله لنقلنا إلى مكان تعجز فيه والدتك وكلابها عن العثور علينا أبداً
    Gidip saklanabileceğimiz ve kimsenin bizi bulamayacağı bir yer biliyorum. Open Subtitles انا اعرف مكانا ممكن ان نذهب اليه ولايمكن لأحد ايجادنا فيه
    Kılıcı buradan uzaklaştır ve ölümlü bir insanın onu bulamayacağı bir yere koy. Open Subtitles خذ السيف بعيداً من هنا وضعه حيث لايمكن لأي رجل هالك أن يجده مطلقاً
    Bir kaç gün için kimsenin bulamayacağı bir yere saklasan yeter. Open Subtitles فقط قم بإخفائه بمكان حيث لا يجده أحدهم لبضعة أيام
    Bir kaç gün için kimsenin bulamayacağı bir yere saklasan yeter. Open Subtitles فقط قم بإخفائه بمكان حيث لا يجده أحدهم لبضعة أيام
    Bir kaç gün için kimsenin bulamayacağı bir yere saklasan yeter. Open Subtitles فقط قم بإخفائه بمكان حيث لا يجده أحدهم لبضعة أيام
    Bende, sende bulamayacağı bir şey buldu. Open Subtitles لقد وجد شيئا في لن يجده أبدًا فيك مرةً أخرى
    - Bizi bulamayacağı bir yere gideriz dönene kadar da polisler onu yakalar zaten. Open Subtitles نذهب لمكان لا يمكنه أن يجدنا فيه و نعطي رجال الشرطة الوقت الكافي للقبض عليه
    -Ne? Kimsenin bizi bulamayacağı bir yere gideriz. Open Subtitles سوف نذهب إلى مكان لن يجدنا فيه أي أحد
    Ziyaretçilerin bizi bulamayacağı bir yere. Open Subtitles إلى مكانٍ لن يجدنا فيه الزائرون
    Bizi kimsenin bulamayacağı bir gizlenme yeri biliyorum. Open Subtitles أعرف مكان للاختباء لن يجدنا أحد فيه
    Onu bulamayacağı bir yerde hafızama koydum. Open Subtitles لقد وضعته في ذاكرتي حيث لا يمكنه العثور عليه
    Kimsenin bizi bulamayacağı bir adaya gidelim. - Tamam. - Eminim Tahiti'ye her dakika uçak vardır. Open Subtitles و دعنا نذهب الى آسليندا حيث لا أحد يستطيع العثور علينا أنا واثق بأن هنالك رحلة الى "تاهيتي" في أي دقيقة تُقلع
    Ama biz gitmiştik. Kimsenin bulamayacağı bir yere. Open Subtitles ولكننا اختفينا ولا احد يستطيع ايجادنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more