"bulduğu şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • ما وجده
        
    • وما وجده
        
    Ama orada bulduğu şey çok uğursuzdu sözleşmeyi aldı ve oradan uzaklaştı. Open Subtitles لكن ما وجده هناك كان في غاية الشر فأخذ العقد و ولى هارباً
    Üzgünüm, ama Eddie o çukurda bulduğu şey bu oyunlar değildi. Open Subtitles آسف لكن ما وجده في تلك الحفرة ليس تلك الألعاب
    Gottman ve ekibinin bulduğu şey, bir çiftin boşanıp boşanmayacağını öngören şeydi, partnerlerin konuşma sırasında birbirlerine ne kadar olumlu veya olumsuz olduğu. TED لكن ما وجده جوتمان وفريقه هو أن أحد المنبئات الأهمية لما إن كان زواج ما سينتهي بطلاق هو مدى إيجابية أو سلبية كل من الشريكين خلال المحادثة.
    George'un ne yaptığını hiç bilmiyoruz sadece Miles'ın bulduğu şey var adam çok zengin. Open Subtitles لا نعلم مالذي يقود (جورج)، عدا ما وجده (مايلز)، وما وجده هو:
    Aynanın arkasında Alice'in bulduğu şey. Open Subtitles -عبر تلك المرآة، وما وجده (أليس) هُناك؟
    bulduğu şey, her parmak mutasyonu durumunda, bir parmağa sahip olmak yerine, hemen karşısında başka bir parmağa sahip oluyordunuz ya da dört parmağınız oluyordu. TED وهكذا، ما وجده بيتسون في كل حالات تحولات إبهام اليد، بدلا من وجود الإبهام ، كنت إما تجد إصبع إبهام أخر معاكس، أو كنت تجد أربعة أصابع أخرى.
    bulduğu şey gerçekten garipti. Open Subtitles ما وجده كان غريباً بحق
    bulduğu şey gerçek. Open Subtitles ما وجده هو شيء حقيقي
    Bell'deki bilim insanlarının bulduğu şey fizik dünyasını tam anlamıyla şoke etti. Open Subtitles ما وجده علماء (بيل) صدم عالم الفيزياء الى الصميم.
    Ve bu, onun bulduğu şey. Open Subtitles وهذا ما وجده...
    Ve işte bulduğu şey de buydu. Open Subtitles وهذا ما وجده
    Max'in bulduğu şey bu. Open Subtitles (هذا ما وجده (ماكس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more