"bulduk ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • وجدنا
        
    • ووجدنا
        
    Biz puzzle kutunuzu bulduk ve onun hakkında konuşmaya geldik. Open Subtitles لقد وجدنا صندوق اللغز الخاص بك ولقد جئنا لسؤالك عنه
    Alışık olunmayan bir protein işaretçisi bulduk ve tanımlanamayan bir ağır metalin izlerini. Open Subtitles وجدنا آثارا لبروتين غير عادى و آثار مجهولة الهوية لنوع من المعادن الثقيلة
    Eski depo satışındaki postalarda buranın adresini bulduk ve iade etmek için bu eşyaların kime ait olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Open Subtitles وجدنا بعضا من البريد عليه هذا العنوان في وحدة تخزين قديمة ونحن نحاول ايجاد لمن تعود حتى نستطيع ارجاع اغراضهم.
    Dışarı çıktık yeterli bütçeyle bize bunları... ...tasarlayayıp yapabilicek birkaç kişi bulduk,... ...ve kabul etmelerini umarak biraz zaman verdik . TED بحثنا ووجدنا أشخاص يملكون رؤية وما يكفي من المال لتصميم وبناء هذه الأشياء والوقت الكافي ليقبلها الناس.
    Zamansal yer değiştirmeyi bulduk ve nasıl olduysa onu sıkıcı hâle de getirdik. Open Subtitles لقد حققنا النزوح الزمني ووجدنا طريقة لجعله ممل بشكل لا يصدق
    Köken türümüzü bulduk. Ve bir yarıktan göz elde edebileceğiz. Open Subtitles لقد وجدنا الكائنات الأصلية التي بوسعنا بناء عين من الصفر.
    Bu harika yeri bulduk ve kimseyi rahatsız etmeyelim diye düşündük. Open Subtitles لقد وجدنا هذه المنطقة الرائعة وأعتقد أننا لن نزعج أحداً هنا
    Model uçak boyasıyla işe giriştik... ...ve sonra bu harika küçük japon işaretleyicileri bulduk... ...ve onlar gerçekten iyi çalışıyorlar. TED وبدأنا باستخدام الوان نماذج الطائرات ومن ثم وجدنا تلك الاقلام الملونة الصغيرة و الرائعة لليابانيين، وهم حقاً يعملون بطريقة جيدة.
    Rahip Bob'u bulduk ve tepkiler için bir altyapı oluşturmayı teklif ettik. TED لقد وجدنا القس بوب الذي ابدى استعداده للمساعدة في استطلاع احوال البنى التحتية
    Tedarik zincirinde çocuk işçilik riski olduğunu bulduk ve şirketteki insanlar şaşkına döndüler. TED وجدنا أنه هناك خطر عمالة الأطفال في سلسلة الموارد، وكان الناس في الشركة مصدومين.
    Daha sonra bu yaz, buzul eridikçe, daha çok mağara bulduk ve fark ettik ki hep birbirine bağlıydı. TED في فترة لاحقة ذلك الصيف، مع ذوبان المزيد من الثلج عن الجليد وجدنا المزيد من الكهوف و اكتشفنا أنّها كلّها مرتبطة.
    Sonra orta yaşta mercanlar bulduk ve bu bize okyanusun iklim geçişi sırasında kısmen karışık olduğunu gösterdi. TED ثم وجدنا مرجانات متوسطة العمر، و ترينا أن المحيط اختلط في مرحلة من ذلك الإنتقال.
    267 sahanın yağmalanma ve yıkımına ilişkin kanıt bulduk ve haritada 200.000'i aşkın alanda gösterdik. TED وجدنا آثار نهب وتدمير ل267 موقع، وعيّنا ما يزيد على 200,000 حفرة سرقة.
    yerleri değiştirdim ve baz eşleşmesini bulduk ve Francis birden zincirlerin mutlak doğrultuda aktığını söyledi. TED إذاً قمت بتغيير الأماكن، وبعدها وجدنا اقتران القواعد, وقال فرانسس على الفور بأن السلاسل تسير في اتجاه ثابت.
    Hindistan Hükûmeti de dâhil olmak üzere muhteşem bazı ortaklar bulduk ve 120 doğum merkezinde deneme yaptık. TED لقد وجدنا بعض الشركاء الرائعين، من ضمنهم حكومة الهند، ولقد أجرينا التجربة هناك على ١٢٠ مركز ولادة.
    Gerçekten. Çünkü bir memeliyi geçici ölüm haline sokmanın bir yolunu bulduk. Ve bunun herhangi bir zararı da yok. TED حقًا. لأننا وجدنا طريقة لأن نوقف حركة أحد الثدييات. ولم يصبه هذا بأذى.
    Arama iznimizi gösterdik, bilgisayarını bulduk ve sessiz sedasız tutukladık. Genelde olan budur zaten. Open Subtitles أصدرنا مذكرة اعتقال ووجدنا حاسوبه فاعتقلناه بهدوء، كالعادة تقريبًا.
    Havai fişek fırlatıcısının yerini bulduk ve iki bölgede kullanılan patlayıcıların izine rastladık. Open Subtitles -حدّدنا نقاط انطلاق الألعاب النارية ووجدنا آثار المتفجّرات المُستعملة بكلا الموقعين.
    ve benzer kurbanlar bulduk. ve iki yuva daha. Open Subtitles ووجدنا ضحايا مثلهم وعشّين آخرين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more