Müttefikler Bulgar hatlarını parçalayıp kuzeye doğru ilerlediler. | Open Subtitles | الحلفاء حطّموا الخطوط البلغارية وإلتفوا شمالاً |
Çocuklar, eğer onu, şu meşhur Bulgar kas dansını yapmaya ikna edebilirseniz hiç şaşırmam! | Open Subtitles | لن أتفاجئ يا رجال لو أنها إقتنعت بالقيام برقصتها البلغارية المشهورة. |
Bulgar bir arkadaşım bana Bulgarca öğretiyor. | Open Subtitles | ومعي نزيل بلغاري يعلّمني اللغة البلغاريّة |
Eski ortağım Bernard çokça kokain ve meth taşıyan Bulgar bir mafyaydı. | Open Subtitles | زميلي السابق , بيرنارد كان بلغاري شقي , اعتاد على تهريب الميث والكوكايين |
Bulgar ordusunun her zaman tüm dünyada bir saygınlığı vardır. | Open Subtitles | كان الجيش البلغاري محترماً على الدوام في جميع أنحاء العالم |
Peşinden de Güneydoğudan Bulgar ordusu girdi. | Open Subtitles | بعدها ، دخل الجيش البلغاري من الجنوب الشرقي |
Yetimhanede iki Bulgar vardı. | Open Subtitles | كان لدينا طفلين بلغاريين في ملجأ الأيتام |
Ispanaklı ve Bulgar peynirli omlet mesela. | Open Subtitles | ماذا؟ ربما بعض الأومليت الإسبانية مع بعض الفيتا البلغارية |
Nihayet, pencere tarafında bir sandalye buldum. Bulgar bayanın yerimi kapmasından korkuyorum. Dip not, Tony: | Open Subtitles | النافذة بقرب مقعد على أخيراً حصلت تأخذه أن الصغيرة البلغارية السيدة من أخشى |
Osmanlılar karşılık verdiler, hem intikam almak hem de Bulgar topraklarına tekrar hakim olmak için. | Open Subtitles | رد العثمانيون انتقامًا وأملاً في إعادة توطيد سيطرتهم على الأراضي البلغارية |
Komiksin. Benliğindeki Bulgar palyaço yani. | Open Subtitles | أنت هزلية إنها روح المهرجة البلغارية بداخلك |
Ve Çingene cinayeti Çeçen veya Bulgar Mafyası. | Open Subtitles | ومقتل الغجري, لعلها المافيا الشيشانية أو حتى البلغارية. |
Üzgünüm, telsiz kapsama alanının dışında Sylvester'in bir Bulgar yeraltı kumarhanesinde Kokarca isminde biriyle bakara oynamasını izliyor. - Ne? | Open Subtitles | آسف إنه خارج الإتصالات،يشاهد سيلفستر يلعب الباكرات في ملهى بلغاري تحت الأرض مع مجرم يسمى الظربان ماذا؟ |
bunun gibi tehlikeli işler yaparsan Bulgar manastırında bulursun kendini, ona göre. | Open Subtitles | ستقومين بتنظيف الحمّامات في دير بلغاري |
70'lerde risin, Bulgar bir gazeteciyi öldürmek için kullanılmıştı. | Open Subtitles | رجعةً إلى أواخر السبعينات تم إستعمال الـ(رايسن) في إغتيال صحفي بلغاري |
Yani daha gideli bir ay bile olmadan 100 yıllık paha biçilmez Bulgar piyanom bodruma konuyor. | Open Subtitles | اذن , انا لم اغب لمدة هر وذو الــ 100 عام البيانو البلغاري خاصتي الذي لايقدر بثم |
Duyduğum, Bulgar Parlemontasının 43 üyesi bu sınırdışı edilmeye karşı bir beyanname imzalamışlar. | Open Subtitles | سمعت بأن 43 من أعضاء المجلس البلغاري أصدروا بيان ضد عملية النفي |
Menajerin beni oraya yaklaştırmıyor, çünkü geçen sefer takip ettiğim Bulgar meğer bir diplomatmış. | Open Subtitles | مديرك يمتلك تعهد بعدم الاقتراب ضدي أو شيء من هذا القبيل لأن الرجل البلغاري الذي تبعته آخر مرة اتضح انه دبلوماسي |
Yetimler yurdunda iki Bulgar vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدينا طفلين بلغاريين في ملجأ الأيتام |
Ruslar bile Çift B'ye girmezler. Orayı bir Bulgar uyuşturucu satıcısı yönetiyor. | Open Subtitles | حتى الروسيين، لا يدخلوا بنايات، "دبيل بي"، تجار مخدرات بلغاريين يُديرون المكان |
Ne bir Bulgar, ne de siyaset bilimcisi olan Goethe bir kaç yüzyıl önce şöyle dedi: "Çok ışığın olduğu yerde büyük gölgeler olur." | TED | وها هو گوته، وهو ليس بلغاريا ولا عالما سياسيا قال قبل عدة قرون من الآن "حيثما يسطع نور شديد يوجد ظل قاتم" |
Amerikalılar, Bulgar gecikmelerini sevmiyor. | Open Subtitles | وكره الأمريكان تباطؤ البلغار بالتحوّل كثيراً |
...11 bin Yahudi'yi teslim etmiş olsa da, Bulgar Yahudilerinin sınır dışı edilmesi taleplerine karşı protestolar 1943 yılı boyunca sürdü. | Open Subtitles | من المناطق المحتلة كان هناك إحتجاجات أثناء 1943 حول إقتراحات إبعاد اليهود البلغاريين |