| İşiniz bitik, Edgar. Bull o şeyi hayvan gibi kullanır. | Open Subtitles | لقد انتهيتم تماما, إدغار بول عبارة عن حيوان بهذه اللعبة |
| Bay Bull, bu şahitin yalan yere yemin ettiğinin aşikar olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | سيد بول اعتقد انه من الواضح ان هذا الشاهد يرتكب شهادة زور |
| Taylor, Dr. Bull'un seni elinde sihirli bir formül olduğuna, jürinin gerçekleri görmek yerine seni muaf tutacağına inandırdığını biliyorum. | Open Subtitles | تايلور،أعلم أن دكتور بول قد أقنعك أنه لديه تركيبة سحرية من نوع ما ستجعل المحلفين يتخطون الوقائع و يقومون بتبرئتك |
| Bu, hareket sırasında uyanık kalabilmek için Red Bull ve Diyet Kola'ya harcadığım paranın miktarı. | TED | وهذا مقدار المال الذي أنفقته شخصياَ على ريد بول وكولا دايت لأبقى مستيقظة خلال هذه الحركة. |
| Sadece Young Bull adamını yollayana dek zaman öldürüyorum. | Open Subtitles | أحاول تمضية الوقت حتى يرسل الزعيم "الثور الشاب" مندوبه |
| Bull Dağı yeni bir yönetime kavuşacak. | Open Subtitles | جبل الثورِ سَيكونُ عِنْدَهُ إدارةً جديدةً. |
| Bull Walker, sonraları da Maskeli Marvel gibi takma adlar kullandı. | TED | واستخدم اسمًا مستعارًا مثل بول والكر أو لاحقًا: المعجزة المُقنع |
| Bull gelişini her zaman böyle mi haber verir? | Open Subtitles | دائما السيد بول يعلن عن وصوله بهذه الطريقة |
| Bull, MacDonald'ların olduğu yerde takılsan iyi olacak. | Open Subtitles | بول ، انها فكرة جيدة لو تحوم وتراقب حيث يكونوا |
| Sen ateş etmeden önce başlarsak, Bull borazanını çalar. | Open Subtitles | اذا بدأنا نحن بأطلاق النار قبل ان تبدأ انت فسيقوم بول بالنفخ في بوقه |
| Bull, sonunda harika bir kızla yuva kurmana inanamıyorum. | Open Subtitles | بول, لا أصدق أنك إستقريت أخيراً مع فتاة لطيغة |
| Pekâlâ, telefondaki Bull'du ve bizi Cumartesi gece olacak olan partiye davet etti. | Open Subtitles | ...حسناً, الآن, كان بول على الهاتف وقد دعانا على حفلة مساء يوم السبت |
| Belki de Bull için çalışmak yeni bir başlangıç olacaktır. | Open Subtitles | ربما ستحصل على بداية جديدة عندما تعمل لدى بول |
| Eğer ciddiysen Bull, işi kabul ediyorum. | Open Subtitles | أتعلم, بول, إذا كنت جاداً, ٍاقبل الوظيفة |
| Demek istediğim, bizim Coşkun Bull istediği herşeye sahip. | Open Subtitles | أقصد, بول الغريب الأطوار والمنحرف لديه كل شيء يريده |
| Ben Bull pite yaklaşmamak. | Open Subtitles | انا لا أذهب قرب بول بيت ، مونتي هذا الشيء مقرف |
| Evet, Red Bull'un bile bir limiti var. İnan bana, test ettim. | Open Subtitles | نعم حتى مشروبات ريد بول لها حدود ثق بي لقد جربتها |
| Pirzola, Red Bull ve ekmek istiyorum, çabuk olsun. | Open Subtitles | وأنا أريد كأس من الريد بول وبعض من الخبز أفي أسرع وقت ممكن |
| Hayır, bu gece içmiyorum, Bull. Geçen hafta sert bir gece geçirdim. | Open Subtitles | لا,لن أشرب الليلة ,بول لقد واجهت ليلة صعبة بالأمس |
| Kızın üstüne vale. Young Bull kuzeyde ne yapıyor? | Open Subtitles | ضع ورقة الولد على البنت ما ذا يفعل "الثور الشاب" هنا في أقصى الشمال؟ |
| Bull Dağı'na hoşgeldiniz bir dilim cennet... | Open Subtitles | مرحباً بكم في جبلِ الثورِ... شريحة السماءِ... |
| Bu kadar yeter Jason. Bull, onu çıkarken izle. | Open Subtitles | توقف عندك ياجيسون ، راقبه يابول لحضة خروجه من الباب |
| Sen benim adamımsın. Keşke Bull Run'da bizimle birlikte olsaydın. | Open Subtitles | أنت رجل يحتذى به أتمنى لو كنت معنا في معركة بولز ران |
| Tabii ki işim var, Bull. Cole Thornton. | Open Subtitles | بالتأكيد لدينا عمل هنا ، ياثور معك كول ثورتن |
| Bu sabah annen ve babanın getirip karavana tıktığı huysuz pit Bull. | Open Subtitles | ذلك البيتبول ذو النظرة اللئيمة الذي والداك جلبوه ووضعوه في عربتهم هذا الصباح |
| Bull. Evet Bull. | Open Subtitles | (بوول) ، نعم (بوول) |