"buluşsun" - Translation from Turkish to Arabic

    • يقابلني
        
    • يقابلنى
        
    • يقابلنا
        
    • يقابلوني
        
    • يُقابلنا
        
    • يلتقيني
        
    Bu adamın iş adresinde benimle buluşsun. Open Subtitles اتصل,أخبره أن يقابلني على عنوان عمل هذا الشخص
    Bir taktik ekip benimle güney merdivenlerinde buluşsun. Open Subtitles حسنٌ. اجعل فريق المداهمة يقابلني في الدرج الجنوبي.
    Benimle FBI ofisinde buluşsun. Open Subtitles إجعليه يقابلني في مكتب التحقيقات الفيدرالي
    - M'ye söyle, benimle Berlin'de buluşsun - Neden? Open Subtitles من الأفضل أن تخبر إم أن يقابلنى فى برلين لماذا ؟
    Lynn McGill'le temasa geçin, benimle tutuklu odasında buluşsun. Open Subtitles إتصل بــ لين ميجيل أخبره أن يقابلنى فى الحجز
    Taggart'ı ara. Bizimle GD'de buluşsun. Biyo-giysisini getirsin. Open Subtitles أتصل بتاجرت , قل له أن يقابلنا في المبنى الرئيسي
    Adamların benimle buluşsun. Hazır olacağım. Open Subtitles اخبر رجالك ان يقابلوني ساكون جاهز
    Bizimle lobide buluşsun. Kendi geçiş kodum var. Open Subtitles .أخبريه أن يُقابلنا في الرواق .لدي شفرة عبور
    Dr. Crusher, benimle 3 nolu Işınlama Odasında buluşsun. Open Subtitles اجعلوا الطبيب (كراشر) يلتقيني في غرفة الناقل رقم 3.
    - Adresi mesaj at, benimle orada buluşsun. Open Subtitles راسليني بالعنوان واجعليه يقابلني هناك. أجل.
    - Adresi mesaj at, benimle orada buluşsun. Open Subtitles راسليني بالعنوان واجعليه يقابلني هناك. أجل.
    Tamam, Doyle Bauer'ı sağlama alsın ve benimle revirde buluşsun. Open Subtitles حسناً "اجعل "دويل" يقوم بتأمين "باور ثم اجعله يقابلني في العيادة
    Benimle güvenli odada buluşsun. Open Subtitles اخبريه بأن يقابلني بالقبو الآن
    Kirmani, Dresden'ı arayıp söyle, ...benimle morgda buluşsun. Open Subtitles أتعلم يا أبي, أنا أعمل علي قضية (كيرماني) هلا تتصل بـ (دريزدن) وأخبره أن يقابلني في المشرحة
    Kardeşin benimle sokağın karşısındaki park alanında buluşsun. Open Subtitles اجعل شقيقك يقابلنى فى الجراج عبر الشارع
    Söyle arabasına binsin 20 dakika sonra bizimle benim evimde buluşsun. Open Subtitles أخبره أن يُحضر سيارته و يقابلنا هنا في منزلي خلال عشرين دقيقه
    Yardıma ihtiyacımız var. Bizimle yolda buluşsun. Kızı da getirsin. Open Subtitles نحتاج إلى المساعدة وأن يقابلنا في الطّريق.
    Tores ve Wilson, 20. karayolunda benimle buluşsun. Open Subtitles دع " توريس " و " ويلسون " يقابلوني في عجالة
    Ve sonra, Jonah denilen çocuğu ara, bizimle buluşsun. Open Subtitles ومن ثم اتّصلي بهذا الرجل المدعو (جونا)، واجعليه يُقابلنا هُناك.
    Chekov'a söyle, benimle 15'inci güvertede buluşsun. Open Subtitles اجعلي (تشيكوف) يلتقيني عند السطح 15.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more