"bulundurmak" - Translation from Turkish to Arabic

    • حيازة
        
    • لحيازة
        
    • حِيازَة
        
    Adamlarınız silah bulundurmak ve saklamak hakkındaki... kamp kurallarını bilmiyorlar mı? Open Subtitles و رجالك يعرفون قوانين المخيم بشأن حيازة و إخفاء اسلحة, أليس
    Yasadışı madde bulundurmak, ikinci dereceden cinayet. Open Subtitles بتهمة حيازة مواد ممنوعة، وقتل من الدرجة الثانية. الحكم:
    Yasa dışı silah bulundurmak ve özel mülke girmek suçlarından suçlanıyorsunuz. Open Subtitles سنتغاضى عن تهمة حيازة سلاح ناري والكسر والدخول لاحقاً
    Seni satış amaçlı uyuşturucu bulundurmak suçundan tutukluyoruz. Open Subtitles هذا يجعلك موقوفا لحيازة الكوكايين مع نية البيع
    Birkaç defa uyuşturucu bulundurmak yüzünden mahkemeye çıkarılmışsın. Open Subtitles قـُبض عليكَ عدة مرّات، لحيازة المُخدرات.
    Satış amaçlı çalıntı mal bulundurmak. Open Subtitles بتُهمَة حِيازَة بضائِع مَسروقَة بنيَّة بيعها
    Yanında uyuşturucu bulundurmak ağır bir suç ve ciddiye alınması gerek özellikle de siyasi liderlerimiz tarafından. Open Subtitles ما اعنيه هو, إن حيازة المخدرات هي جنايه و يجب اخذها على محمل الجديه خاصه من قبل القاده السياسيين
    Kokain bulundurmak ve almaya niyetlenmekten. En az üç ila beş yılı var. Open Subtitles حيازة الكوكايين، من ثلاثة إلى خمس سنوات على الأقل
    Hüküm giydiğiniz suçlar ise hırsızlık, uyuşturucu bulundurmak, saldırı ve satma amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak. Open Subtitles وتمت إدانتك بـ: سرقة، حيازة مخدرات، إعتداء حيازة مخدرات بنية بيعها هل تركت أي شيء؟
    Seri numaraları silinmiş, silah bulundurmak da yasal değil. Open Subtitles حيازة الأسلحة بدون أرقام تسلسلية ليس قانونيا
    Suçunuz satmak niyetiyle uyuşturucu bulundurmak. Open Subtitles ..التهمة هي حيازة مخدرات بنية التوزيع
    Pompalı bulundurmak suç olduğundan tutukluyum bu yüzden lanet olası bir pompalı yüzünden hapsi boylayabilirim. Open Subtitles الآن، أنا رهن الأعتقال حيازة غير مرخصة
    Birkaç tutuklanması var karşılıksız çek vermek, adi hırsızlık, uyuşturucu madde bulundurmak gibi. Open Subtitles إعتقالاتمتعددة... تزور شيك مصرفي، سرقة صغيرة، اعتقال لتهمة حيازة
    Geçen gün uyuşturucu bulundurmak suçundan tutuklandı. Open Subtitles اعتقل بتهمة حيازة المخدرات ذلك اليوم
    Ateşli silah bulundurmak ciddi bir suç. Open Subtitles حيازة سلاح ناري هو جريمة خطيرة جدا
    İzinsiz silah bulundurmak, İmparatorluk dokümanlarında sahtecilik ağır cezayı gerektiren müessir fiil, gözaltından kaçmak, tutuklanmaya mukavemet. Open Subtitles حيازة أسلحة دون بلا اذن قانوني، تزوير وثائق الإمبراطورية، اعتداء مُتفاقم، الهروب من السجن، مقاومة الإعتقال...
    Yasadışı ateşli silah bulundurmak. Open Subtitles حيازة سلاح ناري بدون ترخيص
    Dört kez esrar bulundurmak ve dağıtmaktan tutuklanmış. Open Subtitles (لديه أربع تهم لحيازة (الماريجوانا بنية التوزيع أجل, حسب قول الجيران
    Jennifer Mills, yasadışı ateşli silah bulundurmak ve göz hapsini bozmaktan tutuklusun. Open Subtitles جينفر ميلز) أنتِ مقبوض عليكِ لحيازة أسلحة) نارية غير مرخصه ولإنتهاك فترة المراقبة
    Mahkûmiyet Tarihi 2 Nisan 1999, ikinci dereceden cinayet, yasadışı silah bulundurmak. Open Subtitles أُدينَ في 2 أبريل عام 1999 بجَريمَة القَتل من الدرجَة الثانية. حِيازَة سِلاح غير قانوني
    3 Haziran '98 Yasadışı madde bulundurmak ve dağıtmak. Open Subtitles بتُهمة حِيازَة و توزيع مواد ممنوعَة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more