Donanma üssünde hidroflorik asit bulunmasının pek çok nedeni vardır. | Open Subtitles | هناك أهداف كثيرة لوجود حمض الهيدروكوليك في القاعدة |
Kocamın burada bulunmasının asıl nedenini hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | هيا، كلانا يعرف السبب الحقيقي لوجود زوجي هنا |
Eşimin bile bu gece burada bulunmasının nedeni kendisine yapılan ödemedir. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجود هنا الليلة هو أنهما قد دفعا لها لكي تتواجد هنا. |
Alkollü araç kullanmaktan tutuklanmış. Şimdi, sahte etiketin altında onun parmak izinin bulunmasının tek sebebi etiketi, onun değiştirmiş olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجود بصماته خلف الملصق |
Orada kan bulunmasının onlarca sebebi olabilir. Biri taşınırken elini kesmiştir... | Open Subtitles | "ثمّة أسباب عديدة لوجود الدم هناك، قد يكون أحدهم جرح نفسه وهو ينتقل..." |