"bulutlarda" - Translation from Turkish to Arabic

    • السحاب
        
    • الغيوم
        
    • في السحب
        
    Sığınağı bulutlarda arıyorsan, yağmur rüzgarlarını atlatırım. Open Subtitles لو أنك تبحثين عن المأوى بين السحاب سوف أحميك من أمطار الرياح العاتية
    Bir çok trompet sesi duydum ve bulutlarda yıldırım gibi giyinmiş bir adam gördüm. Open Subtitles وسمعت بوق عالي.. ورأيت إنساناً جالساً على السحاب وكان لباسه مثل البرق
    Özgür olsa bulutlarda uçacak olan bir kuş. Open Subtitles عندما يُـطلق سراحه، سيحلق عاليًـا، علوَّ السحاب.
    Burada sadece bir bulut resmi ile başlıyoruz ve optimize ettikçe, temel olarak bu ağ, bulutlarda gördüklerini çözüyor. TED هنا، بدأنا بصورة للغيوم، وبينما نقوم بعملية الاستمثال، أساساً، هذه الشبكة تميز ما تراه بين الغيوم.
    Buna bakarak ne kadar uzun süre harcarsanız, o kadar fazlasını göreceksiniz bulutlarda. TED وكلما استغرقت بالنظر الى هذا، سترى المزيد من الأشياء بين الغيوم
    Bunu bulutlarda da göreceğimizi sanıyor olabilirsiniz. TED وربما خطر لكم أنه يمكننا رؤية التغيّر في الغيوم كذلك.
    Çörek sarayına gittik, bardak boyama yaptık bulutlarda hayvan şekillerine baktık yağcılık müzesine gittik. Open Subtitles ذهبنا لمحل الدوناتس ورسمنا على الأكواب وبحثنا عن أشكال حيوانات في السحاب وذهبنا لمتحف الزبدة
    Bu köy çok yoksul ama yukarıda, bulutlarda yaşayan devin sayısız altını var. Open Subtitles هذه القرية فقيرة جدا بينما العلاق اللذي يسكن في السحاب اللتي فوقنا يملك كنوزا كثيرة
    Ya da kim gerçek veya kimin kafası hala bulutlarda, kim gönüllü veya kimin uyum sağlamaya gönülsüz. Open Subtitles من عاد للواقع ومن مازال رأسه عالياً في السحاب. من هو الراغب ومن هو غير الراغب بالتكيّف.
    Küçükken, orayı bulutlarda bir yer olarak hayal ederdim. Open Subtitles في صباي ، تخيلت مكاناً بين السحاب
    En alçakgönüllü o olacak... ve onu bulutlarda görebileceksiniz." Open Subtitles سيأتى من بين السحاب
    bulutlarda her renk var. Open Subtitles هناك ألوان في السحاب
    Wu Teyze! Bak! bulutlarda bir şey oluyor. Open Subtitles عمة (وو) , أنظري هناك شيء يحدث في السحاب
    Kardeşimin kusuruna bakmayın. Kafası bulutlarda uçar onun. Open Subtitles لحظة واحدة، أغفر لأخي انه يحشر رأسه فوق الغيوم
    bulutlarda uyuyormuşum gibi olacağını düşünmüştüm ama sadece korkutucuymuş. Open Subtitles هذا يُشبه النومَ فوقَ الغيوم. إنّه مرعب.
    Bir oğlunun kafası omuzlarında diğerinin ise bulutlarda geziyor. Open Subtitles ,أحدهم رأسه بين كتفيه والآخر ما يزال رأسه بين الغيوم
    Annesinin sevgisi gibi sonsuz olduğunu anlaması için bulutlarda ufak bir yürüyüş yeterliydi. Open Subtitles لقد كان مثل حب آمه الدئم. كان يحتاج فقط نزهةّ بين الغيوم.
    Nehrin içerisindesin, gemilerin yelkenindesin denizde, bulutlarda ve Londra'nın her taşındasın. Open Subtitles انت موجودة في النهر أشرعة السفن البحر , الغيوم
    Ejderhalar Kitabına göre Yıldırım Atar yıldırımı bulutlarda oluşturuyor ve onu yönlendiriyor. Open Subtitles وفقاً للكتاب التنانين تنفت السكيول البرق من الغيوم ومن ثم توجيه
    Her tarafta kar var. Sanki bulutlarda gidiyorum gibi. Open Subtitles شيء غريب، هنالك ثلوج بكلّ مكان وكأن الغيوم على الأرض
    Ve sonrasında bulutlarda renkler belirmeye başlar yeşiller ve turkuvaz maviler. TED وبعدها هناك الألوان في السحب الناتجة عن تشكل البرد درجات الأخضر والأزرق التركوازي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more