Aynı türden bile değiliz. Muhtemelen Buna karşı kanunlar vardır. | Open Subtitles | لسنا من نفس الفصيلة حتى ربما هنالك قوانين ضد ذلك |
Sizi Buna karşı ne kadar uyarsam azdır. | Open Subtitles | انا لا استطيع تحذيرك بقوه بما فيه الكفايه ضد ذلك |
Ne zaman Buna karşı seslerini yükseltmek isteseler, bunun Tanrı'nın ilahi takdiri olduğunu söyleyip, onları yatıştırıyorsunuz. | Open Subtitles | وإذا حاولوا رفع أصواتهم ضد هذا الأمر تحاول تهدئتهم وإخبارهم بأن معاناتهم . هي مشيئة الرب |
Buna karşı olduğunu sanıyordum. Buna karşıyım. | Open Subtitles | اعتقدت أنك ضد هذا أنا ضده،وهو لم يكن رأيي |
Ailelerimiz Buna karşı çıktı. | Open Subtitles | كان آباءنا ضدّ هذا الأرتباط |
Ama her çağda, Buna karşı mücadele edenler vardır. | Open Subtitles | و لكن في كل عصر, هنالك من يقاتلون ضد ذلك |
Tek suçum pantolonumu kaybetmek. Buna karşı bir yasa yok. | Open Subtitles | كل ما فعلتـه أني فقدت ملابسي الداخليـة ليس هناك قانون ضد ذلك |
Buna karşı bir bahse girip servet yapabilirdiniz. | Open Subtitles | تستطيعين جني ثروة من المراهنة على ضد ذلك |
Son kontrol ettiğimde Buna karşı bir yasa yoktu. | Open Subtitles | لا يوجد قانون ضد ذلك على حد علمي |
Buna karşı bir kaide veya kural yok. | Open Subtitles | لا توجد قواعد أو قوانين ضد ذلك. |
Buna karşı değiliz, sadece paramızı başka yerlerde harcasak daha iyi olur diye düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن لسنا نقف ضد هذا نظن فقط من الأفضل أن مالنا يُصرف في مكان آخر |
Yani moda dünyasında Buna karşı bu olduğunda, kazanan baştan belli oluyor sanırım. | Open Subtitles | اذن عندما يكون هذا .. ضد هذا في عالم الأزياء.. |
Bak, sen belli ki ahlaklı ve dürüst birisin, Buna karşı çıktığım filan yok. | Open Subtitles | من الواضح، أنكِ صادقة للغاية لا شيء لدي ضد هذا |
Buna karşı olduğunuzu biliyorum ama bu evrakları imzalamazsanız ne olacak? | Open Subtitles | انظر ، وأنا أعلم انك ضد هذا ولكن إن لم توقع هذه الأوراق ماذا سيحدث عندها؟ |
Birkaç ufaklığın size yardımı olur mu sanıyorsun? Buna karşı! | Open Subtitles | أوتعتقدون أن بضعة أطفال بوسعهم مساعدتكم ضد هذا الظلام؟ |
Ailelerimiz Buna karşı çıktı. | Open Subtitles | كان آباءنا ضدّ هذا الأرتباط |
Ama yalnızca tek bir kişi Buna karşı sesini çıkarmaya cesaret edebildi. | Open Subtitles | 'ولكن شخص واحد فقط تجرأ للتعبير ضدها. ' |
Tamam, Buna karşı çıkmaz daha zor. | Open Subtitles | حسن، تصعُب مجادلة ذلك. |
Kestiğinde çoğalıyorlardı. Buna karşı savaşamazdım! | Open Subtitles | عندما أقطعهم يتكاثر عددهم، لا يمكنني محاربة ذلك! |
Sisin içine çekilmeye başladım, Buna karşı bir süre direndim. | Open Subtitles | كنت أُسحب إلى الضباب لذا كان علىَّ المقاومة ضده لبعض الوقت |
Buna karşı değilim, ama eğer; vurulma, havaya uçma ya da benzer bir sebeple... riske gireceksem, ortada gerçekten yazmaya değecek bir hikaye olduğunu bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | لا أعارض ذلك ولكن إن كنت سأخاطر بحياتي فيلزمني التأكد بأن هناك قصة تستحق الكتابة عنها. |
Buna karşı kitaplarda bir yasa vardır mutlaka,... yoksa ben de mi onun gibi dokunulmazım? | Open Subtitles | لابد أن لديه قانون يمنع هذا أم أن لدي حصانة مثله تماماً؟ |
Hangi kedi Buna karşı koyabilir ki? | Open Subtitles | لا يوجد قِطّ يستطيع مقاومة هذا الإغراء |
Benimle birlikte Buna karşı duracağını bilmem gerek. | Open Subtitles | أود التأكد أنك ستساندني في مواجهة هذه المشكلة |
Eğer işemek için uygun bir zaman değilse beyin dış üretral büzücü kasa başka bir sinyal göndererek Buna karşı çıkabilir. | TED | يستطيع الدماغ مواجهة ذلك إذا كان الوقت غير مناسب للتبول عن طريق إرسال إشارة أخرى لاكماش العضلة القابضة الخارجية. |
David yasal dosyaları çıkarıyor. Buna karşı çıkacak. | Open Subtitles | دايفد) سحب الملفات من القسم القانوني) سيحارب هذه |