"bunalım" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكساد
        
    • الإكتئاب
        
    • اكتئاب
        
    • الاكتئاب
        
    • كآبة
        
    • مكتئبًا
        
    Harika. Vanilya ve yoğurt kalmamış. Büyük Bunalım zamanında mı yaşıyoruz? Open Subtitles رائع، لم يتبقَّ إلاّ الفانيلا والزبادي أترانا نحيا فترة الكساد العظيم؟
    Şimdi de Ekonomik Bunalım ve 2. TED و بعدها يأتي الكساد الكبير و الحرب العالمية الثانية.
    "Büyük Bunalım" döneminde büyüyen bu iki insan, 80'lerin ilk yıllarında yanlarına yeni bir çocuk aldılar. TED إذن شخصين نشأوا في الكساد الكبير، هم في في بدايات الثمانينات اسقبلوا طفل جديد.
    Paniklemeni istemem ama bazen Bunalım başka bir şeyin işareti olabilir. Open Subtitles لكن أحياناً يكون الإكتئاب إشارة إلى أنّ ثمّة شيء آخر يحدث
    Bunalım belirtisi veya değişken davranışlar yokmuş. Open Subtitles لا دلائل على وجود اكتئاب أو اضطراب في السلوك
    Ancak dahası, yalnızca sinir hücresi üremesini engellerseniz Bunalım gidericilerin etkisini de engelliyorsunuz. TED وأيضا، إذا منعت تكوين الخلايا العصبية، فقد منعت تأثير مضادات الاكتئاب.
    Doğum sonrası Bunalım olup olmadığına dikkat edin. Open Subtitles انتبه من كآبة ما بعد الولادة إنه أمر جدي
    Senin yaşındaki bir çocuğun mezuniyet balosunu kaçırdı diye ağlamak dışında hiçbir şey yapmayıp Bunalım takılmasını beklerdim. Open Subtitles توقعت من صبيّ في عمرك أن يجول مكتئبًا لا يفعل شيئًا عدا البكاء على تفويت الحفلة الراقصة.
    "Birçok kişinin, politik tutumu nedeniyle... "Büyük Bunalım'ın sorumlusu olarak gördüğü başkan." Open Subtitles الرئيس الذى أدت سياسته إلى حدوث الكساد الأكبر
    25 Eylül 1933 Büyük Bunalım'da Dördüncü YıI Open Subtitles 25 سبتمبر 1933 4 سنوات قبل الكساد الأعظم
    Büyük Bunalım sırasında çalıştığı doklardaki ağır makinaları daha sonra satın aldı ve işletti. Open Subtitles لاحقاً إمتلك وعمل بالأجهزة الثقيلة بنفس المراسي التي كان يعمل بها أثناء الكساد الأعظم
    25 Eylül 1933 Büyük Bunalım'da Dördüncü YıI Open Subtitles 25 سبتمبر 1933 4 سنوات قبل الكساد الأعظم
    Büyük Bunalım sırasında çalıştığı doklardaki ağır makinaları daha sonra satın aldı ve işletti. Open Subtitles لاحقاً إمتلك وعمل بالأجهزة الثقيلة بنفس المراسي التي كان يعمل بها أثناء الكساد الأعظم
    Tam iki haftası, Bunalım sıkıcı duygusal şarkılar ve evcil hayvan dükkanındaki kedilere bakmakla geçecek. Open Subtitles سيكون هناك أسبوعين من الإكتئاب وأغاني إيمو المضجرة و مناداتي للنزول لتجهيز أماكن لمراقبة القطط
    Uh, özelliklede bakım yapılacak nesne geceleri büyük Bunalım zamanındaki kısa pantolonlarla dolaşıyorsa. Open Subtitles خصوصا .. عندما يكون الذي يُعتنى به يتجول طوال الليل في سراويل الإكتئاب الصغيرة
    Ardından, Bunalım. Open Subtitles تالياً , الإكتئاب
    Bir anlık Bunalım ve güm, her şey bitti. Open Subtitles لحظة اكتئاب ثم فعلتها . و قُضي الأمر
    - Demek doğum sonrası Bunalım. - Hayır, sadece ağlıyorum. Open Subtitles إذن، لديك اكتئاب بعد الولادة - لا، نوبات بكاء فقط -
    Okuldaki son senemiz, stres ve Bunalım ile geçiyor. Open Subtitles طالب المدرسه يجب عليه ابعاد الاكتئاب عنه
    Başkaları ölürken de yanlarında olduk ama bu farklıydı. Öldü. Bunalım safhasında olduğumuz kesindi. Open Subtitles كنا موجودين حين مات أحد ما سابقاً لكن هذه المرة مختلفة لقد ماتت كنا في مرحلة الاكتئاب
    Bunalım, depresyon, agnozi, uykusuzluk, kas spazmları, yüksek kan basıncı hızla kilo verme. Open Subtitles القلق، كآبة الغثيان، أرق تشنّجات عضلية، ضغط دمّ عالي
    Belki doğum sonrası Bunalım geçiriyordur. Open Subtitles ربما تعاني من كآبة ما بعد الولادة
    Senin yaşındaki bir çocuğun mezuniyet balosunu kaçırdı diye ağlamak dışında hiçbir şey yapmayıp Bunalım takılmasını beklerdim. Open Subtitles توقعت من صبيّ في عمرك أن يجول مكتئبًا لا يفعل شيئًا عدا البكاء على تفويت الحفلة الراقصة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more