Buraya Bunlar için gelmiştim. Orijinal planlar için. | Open Subtitles | لقد هبطت من أجل هذه فقط المخططات الأصلية |
Bütün geleceğimizi Bunlar için tehlikeye attık ama para yok mu? | Open Subtitles | هل ضيعنا مهنتا بالكامل في مقابل هذه القذارة ولا يوجد أيّ شيء هُنا؟ |
Tüm bunların parlak bir sonu yoksa, yaptıklarımızın önemi yoksa o zaman Bunlar için biz ne yaparız. | Open Subtitles | إذا لم تكن هناك نهايه مجيده عظيمه لكل هذا إذا لم يكن هنا شىء مهم نفعله إذاً كل هذه الأمور التى نفعلها |
Şimdi, ona bütün Bunlar için sadece bir çözüm olduğunu hatırlatmalısın. | Open Subtitles | الآن،أنت يَجِبُ أَنْ تُذكّرَه بأنّ هناك حَلّ وحيد لكُلّ هذا. |
Birinin, Bunlar için bana ödeme yapması gerekiyor. | Open Subtitles | هناك من يدين لي بالمال لأجل هذه |
Baba, tüm Bunlar için kendini suçlamayacağına söz ver bana. | Open Subtitles | أبي، فقط أعدني بأنّك لن تلوم نفسك على كل هذا. |
Dedim ki Bunlar için nereye gitmen lazım? | Open Subtitles | قلت، أين يجب أن تذهب من أجل هذه ؟ |
sanırım Bunlar için burdasın. | Open Subtitles | ..أعتقد أنّك هنا من أجل هذه |
Bunlar için Norma Bleaker ile güreşmem gerekti. | Open Subtitles | كان عليّ مصارعة (نورما بليكر) من أجل هذه |
Haftalar sonra o markette dikilirken tüm Bunlar için kime teşekkür etmem gerektiğini ve işçilerin maruz kaldığı muameleyi hiç bilmediğimi fark ettim. | TED | و يينما أنا أقف في نفس المتجر بعدها بعدة أسابيع، لاحظت أني في حيرة من يجب أن أشكر مقابل هذه الوفرة. و لا فكرة لدي عن كيف كانت تتم معاملتهم. |
Bunlar için iyi para alacağız. | Open Subtitles | سوف نحصل على مبلغ جيد مقابل هذه. |
Bunlar için daha sonra ödeme yapmayacağız. | Open Subtitles | نحن لن ندفع مقابل هذه فيما بعد |
Ne var biliyor musun, ben sadece Bunlar için hazır değilim. | Open Subtitles | أتعلمين ، أنا فقط لستُ مستعدة تماماً لكل هذا |
Öyle ama sanırım tüm Bunlar için hazırım. | Open Subtitles | لكن أتعرف ماذا؟ أعتقد أنني مستعدة لكل هذا, لقد قلت وداعا لأصدقائي |
Tüm Bunlar için üzgünüm, Taggart. | Open Subtitles | آسف لكل هذا تاكارت حلول ان لا تاخذ الامر على انه شخصي |
- Bunlar için zamanımız yok. | Open Subtitles | - نحن ما عِنْدَنا وقتُ لكُلّ هذا. |
Bunlar için gerçekten özür dilerim. | Open Subtitles | آسف جداً لكُلّ هذا. |
Para Bunlar için lazımdı. | Open Subtitles | لقد كان لأجل هذه. |
Ve tüm Bunlar için, tek yapmam gereken fiziksel vücudumu paylaşmak. | Open Subtitles | و للحصول على كل هذا ، كل ما على أن أشارك معها فى جسد واحد |
Bok gibi göründüğüne göre Bunlar için çok uğraştın demek ki. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}تبدو بحالة مزرية، ما يعني أنّك قاتلت لنيل هذا. |
Bunlar için çok yaşlıyım, çok yorgunum ve çok açım. | Open Subtitles | شكراً، أنا عجوز جدا ومتعب أيضا وجائع جدا للذهاب بمطاردة سيارة مثيرة |