Bu çok iğrenç bir fikir ama senin pozisyonundaki bir kişi Bunu düşünmek zorunda sanırım. | Open Subtitles | حسناً , هذه فكرة بغيضة لكن أظن بأنّ رجلاً بموقعك عليه التفكير بذلك الأمر |
Sahip olduğum ve sonra kaybettiğim biriydi ve Bunu düşünmek bana acı veriyor. | Open Subtitles | كان شخصاً امتلكته وخسرته ومن المؤلم التفكير بذلك |
Olur derim! Bunu düşünmek çok vaktini aldı. | Open Subtitles | القليل منه يأخذ الوقت الطويل في التفكير بالأمر |
Bunu düşünmek çok korkunç. | Open Subtitles | . من السيئ التفكير بالأمر |
Şimdi Bunu düşünmek ne tuhaf. Tuhaf geliyor. | Open Subtitles | أنه لغريب جدا إعادة التفكير في ذلك الآن، حقا. |
Bunu düşünmek için çok çaba sarf etmiş olmalısın. | Open Subtitles | لا بد أن التفكير بهذا كان صعب عليك بإعاقتك العقلية |
Bunu düşünmek için 19 yılını harcadın, ama bu işi onun yaptığı dışında makul bir cevap üretemedin. | Open Subtitles | كان لديك 19 سنة للتفكير بذلك ، وأنت لم تجد أي إجابة إلا أنه فعلها ؟ |
Sadece bana Bunu düşünmek için zaman verin. | Open Subtitles | حسنًا، ربما ذلك فقط أعطوني وقت لكي أفكر بذلك |
Bunu düşünmek bile başımın ağrıtıyor. | Open Subtitles | التفكير بذلك يجعل رأسي يصاب بالصداع |
Biliyorum ama şu anda Bunu düşünmek istemiyorum. | Open Subtitles | أعلم ولكن لا أستطيع التفكير بذلك الآن |
O hâlde Bunu düşünmek zorundayız. | TED | فعلينا بالتالي التفكير بذلك. |
Bunu düşünmek zorundayım, Gertrud. | Open Subtitles | عليّ التفكير بالأمر |
Bunu düşünmek beni korkutuyor. | Open Subtitles | يخيفني التفكير بالأمر |
Bunu düşünmek komik değil mi? | Open Subtitles | أليس مضحك التفكير بالأمر |
Yeniden asla olmaz ve Bunu düşünmek vajina nakli istememe neden oluyor. | Open Subtitles | لن يحدث ذلك مجددا و فقط التفكير في ذلك يجعلني أريد زرع مهبل جديد. |
Belki, ama Bunu düşünmek hoş. | Open Subtitles | أعتقد، لكن من الممتع التفكير في ذلك. |
Bunu düşünmek bile istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد حتى التفكير في ذلك |
Bunu düşünmek bile sizi hasta ediyor, değil mi? | TED | مجرد التفكير بهذا يجعلك مريضاً، صحيح؟ |
Sonra bir daha Bunu düşünmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | عندها لن يكون عليك التفكير بهذا مجدداً |
Bunu düşünmek için çok zamanım oldu, | Open Subtitles | كل لدي الوقت الكافي للتفكير بذلك |
Şu anda Bunu düşünmek istemiyorum. | Open Subtitles | لقد إخترت ألاّ أفكر بذلك الآن |
Ona henüz Bunu düşünmek için bile erken olduğunu söyledim. | Open Subtitles | قلت له بأنّ الأمر مُبكّر جدّاً للتفكير فيه. |
Sadece Bunu düşünmek bile, keyfimin kaçmasına yetiyor. | Open Subtitles | التفكير في هذا الموضوع فقط يجعلني في مزاج سئ |
- Bunu düşünmek benim aptallığım hakkımda asla bu şekilde düşünemezdiniz benim için tüm bu yaptıklarınızdan sonra. | Open Subtitles | كم هو غبي مني أن أعتقد ذلك أنت لا يمكن أن تفكر بي مثل ذلك أبدا بعد ما فعلتة لي. |