Fakat her biriniz bunu değiştirme potansiyeline sahipsiniz. | TED | ولكن لدى كل واحد منكم القدرة لتغيير ذلك. |
Ama şimdi bunu değiştirme fırsatım var. | Open Subtitles | لكن الآن, لديّ فرصة لتغيير ذلك. |
Belki de artık bunu değiştirme vakti gelmiştir. | Open Subtitles | حسناً ربما حان الوقت لتغيير ذلك |
Ekibimle birlikte bunu değiştirme çabamızı anlatacağım. | TED | إنني هنا لأريكم كيف نحاول أنا وفريقي تغيير ذلك |
Sonuç olarak her gün eve küresel ısınma ile alakalı bir şeyler yapmalısın diye düşünerek giderken, bu haftanın sonunda, unutma ki birileri 50 yıl çalışacak bir kömür santrali yapacak ve senin bunu değiştirme kabiliyetini de bitirecek. | TED | لذا كل يوم تذهب فيه إلى البيت وأنت تفكر أنك يجب أن تقوم بشيء ما بشأن الاحتباس الحراري، تذكر أنه في نهاية ذلك الأسبوع: أن شخصاً ما قد أنشأ محطة للفحم من شأنها أن تعمل لمدة 50 سنة وستحرمك من إمكانية تغيير ذلك. |
Şimdi bunu değiştirme şansın var. | Open Subtitles | الآن هذه فرصتك لتغيير ذلك |
bunu değiştirme zamanı artık. | Open Subtitles | حان وقت تغيير ذلك |
bunu değiştirme zamanı artık. | Open Subtitles | حان وقت تغيير ذلك |