"bunu görmek için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لرؤية ذلك
        
    • لرؤية هذا
        
    • لترى هذا
        
    • لأرى ذلك
        
    • لأرى هذا
        
    • ليرى هذا
        
    • لا أريد أن يفوتني
        
    Ama şeytanlar kazansa bile bunu görmek için orada olamayacaksın. Open Subtitles لكن حتى لو انتصرت الكائنات الشريرة فلن تتواجد لرؤية ذلك
    Evet, bunu görmek için barda çalışmaya gerek yok. Open Subtitles نعم، ليس على المرء أن يكون عامل بار لرؤية ذلك
    - bunu görmek için yaşamak istemiyorum. - Kırıcı bizde. Open Subtitles انا لااريد العيش لرؤية ذلك نحن لدينا دسربتر
    İnanabiliyor musun, aşağıdaki onca insan bunu görmek için bekliyor. Open Subtitles هل تصدق أن هؤلاء الناس في الأسفل ينتظرون لرؤية هذا
    Sanırım bunu görmek için Grimm olmaya gerek yok. Open Subtitles ‫أعتقد بأنه لا يجب أن تكون غريم لترى هذا.
    bunu görmek için de bir tıp doktoru olmama gerek yok. Open Subtitles انا لا احتاج ان اكون طبيب معالج لأرى ذلك
    bunu görmek için neden bir göktaşı çarpması gerekti? Open Subtitles لمَ كان عليّ أن أُضرب من قبل نيزك لأرى هذا ؟
    Şurada bunu görmek için birkaç papel ödeyecek elemanlar var. Open Subtitles ثمّة مسنّان مستعدّان لدفع الكثير من المال لرؤية ذلك.
    bunu görmek için para bile verebilirim. Open Subtitles أنا أدفع لرؤية ذلك الواحد، في الحقيقة.
    Erkeklerin bunu görmek için para vermesi pek normal değil. Open Subtitles لا تبدو طبيعية، الناس يدفعون لرؤية ذلك.
    Toplayacağım. Ama sen bunu görmek için buralarda olamayacaksın. Open Subtitles بلى، وللأسف لن تكون حاضراً لرؤية ذلك
    Meğer bunu görmek için kendime izin vermemişim. Open Subtitles أنا فقط لم أسمح لنفسي لرؤية ذلك
    bunu görmek için Varanasi, Hindistan'dayım. Open Subtitles و أنا في فاراناسي في الهند لرؤية ذلك.
    bunu görmek için neler vermezdim. Gerçek yöntem en gerçek yönteme karşı. Open Subtitles كم أتوق لرؤية هذا الصفقة الحقيقية ضد الصفقة الحقيقية جداً
    Ve dahası, şimdi bunu görmek için yöntemimiz var. Open Subtitles وما هو أكثر من ذلك، لدينا الآن وسيلة لرؤية هذا.
    bunu görmek için vaktinde gelmenize sevindim. Open Subtitles انا ممتن انكم جئتم في الوقت المناسب لرؤية هذا
    Aslında bunu görmek için burada olmalıydı. Open Subtitles كان يجب أن تكون هنا لترى هذا
    bunu görmek için para verir misin? Open Subtitles هل كنت لتدفع قرشا لترى هذا
    Tek şansımın açlıktan birbirlerini öldürmeye başlayana kadar beklemek olduğunu kendime söyledim ve bunu görmek için de hala hayatta kalmış olmayı umut ettim. Open Subtitles فقلت لنفسي، أن فرصتي الوحيدة هي أن أنتظر... حتى يؤثر بهم الجوع ويبدأون بقتل أنفسهم وآمل أن أبقى حياً لأرى ذلك
    - bunu görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أستطيع الانتظار لأرى هذا لا تقلق حيال هذا
    bunu görmek için kimsenin kehanet merceğinden yapılmış gözlüğe de ihtiyacı yok. Open Subtitles و لا يحتاج أحد إلى نظارات مصنوعة من نبوءة ليرى هذا
    bunu görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أريد أن يفوتني المشهد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more