"bunu kanıtlıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يثبت ذلك
        
    • تثبت ذلك
        
    • لإثبات ذلك
        
    • و إذا هذا
        
    Takvimi ve diz üstü bilgisayarındaki program bunu kanıtlıyor. Open Subtitles تقويمها يثبت ذلك , و كذلك برنامج التنفس الصناعى على كمبيوترها المحمول.
    - Evet. Beni seviyor ve bunu kanıtlıyor da. Zamanında babam beni öldürmek için ondan yardım istediğinde bile. Open Subtitles أجل، يحبّني، وإنّه يثبت ذلك دومًا، حتّى حين جنّده أبي لقتلي.
    Kendini adamış bir devlet memurusunuz, banka hesabınız da bunu kanıtlıyor. Open Subtitles تقول إنك موظف رسمي متفان وحسايك المصرفي يثبت ذلك
    Hazırladığım adlitıp verisi bunu kanıtlıyor. Bu yeterli olmalı. Open Subtitles و المعلومات التخصصية التي جمعتها تثبت ذلك يجب ان يكون هذا كافياً
    Hayır, değilim ve bu resim de bunu kanıtlıyor. Gördün mü? Open Subtitles لا, وهذه الصورة تثبت ذلك, أرأيت
    Ben sıradan bir çapkından başkası değilim. Gazete sayfaları bunu kanıtlıyor. Open Subtitles أني لست أكثر من فتى لعوب سخيف، ولديّ أغلفة الصحف الشعبية لإثبات ذلك
    Bu çevirdiğin dümen işte bunu kanıtlıyor. Eğer bu bir şey kanıtlıyorsa o da bir şey bilmediğimizdir. Open Subtitles و إذا هذا عملك المثير الصغير يحاول ان يثبت أي شيء, فأنه يثبت هزيمتنا
    "Ayna" demesine "ölüm" diye cevap vermen bunu kanıtlıyor. Open Subtitles عندما قال لك" مرآة " اجبت " الموت " ,وهذا يثبت ذلك
    Kafamdaki yara da bunu kanıtlıyor. Open Subtitles قرائته صحيحة وجرح رأسي البليغ يثبت ذلك
    Zaman çizelgen bunu kanıtlıyor. Bunu başkasının yapmış olması mümkün değil. Open Subtitles و التسلسل الزمني الذي وضعتيه يثبت ذلك
    Omzumun tam şurasında yara izim bunu kanıtlıyor. Open Subtitles لدي جرح هنا هنا في كتفي وهذا يثبت ذلك
    Uzaylılar var. Bradshaw ve Wren'in gördüğü her neyse, bunu kanıtlıyor. Open Subtitles المخلوقات الفضائية موجودة، وأيّا كان مارآه (برادشو) و (ورين) يثبت ذلك.
    Bu video bunu kanıtlıyor. Başardın! Çeviri: Open Subtitles هذا الفيديو يثبت ذلك لقد نجحتَ ترجمة:
    Yapmış olduğun her şey bunu kanıtlıyor. Open Subtitles كلّ شيء ارتكبتـه يثبت ذلك
    Ronnie Stacey'in yanındaydı. Mesajlar bunu kanıtlıyor. Open Subtitles روني كان مع ستايسي والمحادثة تثبت ذلك
    L o Valhalla beni sürgün ve bu bunu kanıtlıyor biliyorum. Open Subtitles أعرف أنه هو من نفانى فى (ذا فالهولا) ، وهذه تثبت ذلك
    Belgelerin tarihleri belli Peter Teleborian ile Jonas Sandberg arasındaki elektronik postalar bunu kanıtlıyor. Open Subtitles الوثائق مؤرخة ويوجد رسائل إلكترونية (بين (بيتر تيليبوريان و (جوناس ساندبيرغ) تثبت ذلك
    Bu nakit tutanakları bunu kanıtlıyor. Open Subtitles -هذه المعاملات النقدية تثبت ذلك
    Muhafaza teknikleri bunu kanıtlıyor. Open Subtitles تقنيات التحنيط تثبت ذلك
    Hadi ama o kadar da kötü değil. Hala çiftlikte yaşıyorum. Diş fırçam bunu kanıtlıyor. Open Subtitles بحقّكَ، الأمر ليس بهذا السوء، لازلتُ أعيش بمزرعة، ولديّ فرشة أسنان لإثبات ذلك.
    Eğer eski demek istiyorsanız evet ve is lekeleri bunu kanıtlıyor. Open Subtitles {\pos(192,200)}إنّ كنتِ تعنين قديمة، فأجل وثمّة سخام مُتراكم عليها لإثبات ذلك.
    Bu çevirdiğin dümen işte bunu kanıtlıyor. Eğer bu bir şey kanıtlıyorsa o da bir şey bilmediğimizdir. Open Subtitles و إذا هذا عملك المثير الصغير يحاول ان يثبت أي شيء, فأنه يثبت هزيمتنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more