Bunu yapmak için de tek yapmamız gereken birisini askeri hapishaneden kaçırmak. | Open Subtitles | وكل ما علينا فعله، هو تهريب شخصاً من سجن عسكري، لفعل ذلك |
Bunu yapmak için de ne yaptığını ve ne planladığını bilmeliyim. - Casusluk. | Open Subtitles | لفعل ذلك علي ان اعرف ما الذي يفعله و يخطط له |
Kevin Stack ölümcül hastalığı olan hastaları öldürerek Noble Sigorta'nın para tasarrufu yapmasını sağlıyordu ve Bunu yapmak için de müvekkilim Sarah Holt'u kullanıyordu. | Open Subtitles | كيفن ستاك كان يقوم بتوفير الأموال لشركة نوبل للتأمينات عن طريق قتل المرضى الميئوس من شفائهم، و كان يستعمل موكلتي، ساره هولت، لفعل ذلك |
Bunu yapmak için de yanında Tinker Bell'i getirmişsin. | Open Subtitles | و لتصل الى ذلك "ارى أنك اتيت بـ"تينكربيل |
Tek yapman gereken bir yumruk atmak. Bunu yapmak için de yumruk yemekten kaçınmalısın. | Open Subtitles | و لتفعل ذلك يجب أن تتجنب التعرض للضرب طالما ذلك بإمكانك |
Bunu yapmak için de özel dedektifi kullandı. | Open Subtitles | بطريقة ما إستغلت المُحقق الخاص لفعل ذلك. |
Bunu yapmak için de insan DNA'sının mükemmel bir kopyasını buz formunda ele geçirmen lazım, nereden bulacaksın? | Open Subtitles | لفعل ذلك تحتاج إلى نسخة مطابقة مثالية مِن الحمض النووي البشري في شكلِ جليد, أين وجدت ذلك؟ |
İçeriden kişiler yardım ve yataklık ediyorlar ve Bunu yapmak için de ödeme alıyorlar. | Open Subtitles | والناس الذين في الداخل يساعدون ويحرضون ويصرفون رواتبهم لفعل ذلك |
Bunu yapmak için de katilini ortaya çıkarmaktan iyi bir yol olabilir mi? | Open Subtitles | وما الطريقة الأفضل لفعل ذلك أكثر من الكشف عن هوية قاتله ؟ |
Bunu yapmak için de, doğru zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | وفقط أحتاج اللحظة المناسبة لفعل ذلك |
Ve Bunu yapmak için de mahremiyete ihtiyacımız var. | Open Subtitles | و سنحتاج إلى الخصوصية لفعل ذلك |
Bunu yapmak için de en uygun zaman, Gey Noeli'ydi. | Open Subtitles | و أحسن يوم لفعل ذلك هو الكريسماس |
Bunu yapmak için de Casey'in cesedi gerekiyor. | Open Subtitles | ونحتاج جسد مارني لفعل ذلك |
Bunu yapmak için de Casey'in cesedi gerekiyor. | Open Subtitles | ونحتاج جسد "كيسي" لفعل ذلك |
Bunu yapmak için de yanında Tinker Bell'i getirmişsin. | Open Subtitles | و لتصل الى ذلك "ارى أنك اتيت بـ"تينكربيل |
Bunu yapmak için de baban ölmek zorunda, John. | Open Subtitles | و لتفعل ذلك (يجب أن يموت والدك يا (جون |