Bunun karşılığında Anubis, Kelowna bölgesine dokunulmayacağına söz verdi. | Open Subtitles | وفى مقابل هذا * أنوبيس * وافق على ترك منطقه كولونيا * بدون أذى * |
Bunun karşılığında tam olarak ne istiyorsun? | Open Subtitles | وفى مقابل هذا,مالذى تريده بالظبط؟ |
Çünkü kimse onlar için çalışmamı istemiyor. Bunun karşılığında sana bir şey önermek isterdim. | Open Subtitles | أنا أود حقاً أَنْ أَعْرضَ شيئاً بالمقابل. |
Kalacak bir yer ve bedava yemek aradığımız için, bunun iyi olacağını düşündüm, ama Bunun karşılığında, mabedin kurallarına uymamız gerekiyordu. | Open Subtitles | توقعت أن ذلك سيكون جيداً لأننا سنجد طعاماً و مكاناً للإقامة بالمجان. لكن بالمقابل, كان علينا أن نلتزم بقوانين المعبد. |
Eldiveni kullanan birini geri getirebiliyor ama Bunun karşılığında kendi hayatını kaybediyor. | Open Subtitles | يمكن لمن يرتدي القفاز أن يعيد شخصاً للحياة ، لكنه سيفقد حياته مقابل ذلك |
Bunun karşılığında Elaine softball maçına gelecek ve kitap okumayacak. | Open Subtitles | وفي المقابل تحضر إلين مباراة الكرة الخفيفة خاصتك دون أن تقرأ كتاباً. |
Ama Bunun karşılığında, sana hiç fazladan koruma veya gözetim göstermedik değil mi? | Open Subtitles | في المقابل ، هل أعطيناك أي حماية إضافية أو مراقبة من أي نوع؟ |
Bunun karşılığında tam olarak ne istiyorsun? | Open Subtitles | وفى مقابل هذا,مالذى تريده بالظبط؟ |
Bunun karşılığında hiçbir şey beklemiyorum. | Open Subtitles | لن أتوقع أن أحصل على شيء مقابل هذا |
Bunun karşılığında bir şeyler istiyorum. | Open Subtitles | أريد شيئا فى مقابل هذا |
Bunun karşılığında bir şeyler istiyorum. | Open Subtitles | أريد شيئا فى مقابل هذا |
Bunun karşılığında kızı arkadaşıma bırak. | Open Subtitles | ...... فى مقابل هذا اعدها الى صديقى |
Siz bana Woodsboro Lisesi'ndeki gore tecrübelerinizi aktarın belki ben de size Bunun karşılığında bir iyilik yapabilirim. | Open Subtitles | جيد جداً اذن انتم تعطوني مهاراتكم في موقع الجريمه وانا ساعطيكم شيئاً اخر بالمقابل |
Bunun karşılığında tek istediğimiz zamanında ettikleri yeminleri tutmaları. | Open Subtitles | وكلُّ ما نطلبهُ بالمقابل الأمر الّذي أدّوا اليمين بأنّهم سيقوموا بهِ |
Bunun karşılığında tek istediğim birazcık profesyonellik. | Open Subtitles | للتعامل مع مرضك وانا اسئل فقط قليل من الأحترافيه بالمقابل |
Bunun karşılığında o da beni evrendeki en büyük kütüphanenin veri tabanına kaydetti. | Open Subtitles | فقام بالمقابل بتخزيني في قاعدة بيانات أكبر مكتبة في الكون |
Bunun karşılığında suç ortaklığı veya dava ile ilgili bağlantılı hiçbir suçtan yargılanmamayı talep ediyor. | Open Subtitles | و في مقابل ذلك لن يتم اتهامها بالضلوع في الجريمة أو أي شيء له علاقة بهذه الجريمة |
İki adamımı taramalı tüfekle taradın. Bunun karşılığında bir şey istiyorum. | Open Subtitles | قتلت اثنين من رجالي بمدفع رشاش، أودّ شيئًا مقابل ذلك. |
Bunun karşılığında, bir eşin sahip olduğu ayrıcalık ve görevleri elinde tutacaksın. | Open Subtitles | وفي المقابل ستبقين في شرفك و واجباتك كزوجة |
Elbette Bunun karşılığında iyi davranacaksın. | Open Subtitles | وفي المقابل اردتك بسلوك جيد بالطبع |
Bunun karşılığında, kraliçenizin ve ülkenizin sizin için yapabileceği birşey var mı? | Open Subtitles | و في المقابل هل هناك شىء يمكن للملكه و البلد ان تقدمه لك؟ |
Bunun karşılığında, o, sizlerden, bildik özgürlüklerinizi ve yolsuzluklarınızı, ticareti ya da politikayı engellemeyecek şekilde sınırlamanızı bekliyor. | Open Subtitles | في المقابل يتوقع ان تحدو قليلاً من تقاليد حرياتكم و سوء التصرف لا شيء سَيعرقلْ التجارةً أَو السياسةَ. |
Ancak Bunun karşılığında o kadının seni iyileştirmesini sağlayacağım. | Open Subtitles | لكن فى مقابل القيام بذلك سأقوم بجعل هذة المرأة تقوم بمعالجتك |