Önemli değil çünkü bakın -- Bunun mümkün olduğunu kanıtlamak için hesap yaptım. | TED | هذا حسن، شاهدوا لدي الرياضيات لأثبت أن هذا ممكن. |
Korkudan ölüyordu. Bunun mümkün olduğunu düşünmemiştim bile. | Open Subtitles | كانت مرتعبة، إنّي حتّى لم أتوقّع أن هذا ممكن. |
Onu ben büyütmek istiyorum ve önceden de Bunun mümkün olduğunu düşünmüyordum, | Open Subtitles | أنا أرغب في تربيته و لم أظن أن ذلك ممكن من قبل |
Bunun mümkün olduğunu sanmıyordum. Ama ağzın giderek şapkandan bile büyük oluyor. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد ان هذا ممكن, و لكن فمك أكبر من قُبعتك. |
10 dakika öncesine kadar, herhangi birimizin Bunun mümkün olduğunu düşündüğünü sanmıyorum ve onu alabileceğimiz yol hakkında cidden ben de şüpheliyim. | Open Subtitles | قبل عشرة دقائق لم يعتقد أي أحد منا بأن هذا ممكن لقد شككتم بقوة أننا نظرنا له أو ربما نفعل هذا |
Ciddi olmak gerekirse, Bunun mümkün olduğunu hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | أتعلم , لأكون صادقاً لم أظن أن ذلك ممكناً |
İnsanlar sığır yemi yiyor, Bunun mümkün olduğunu sanmazdım. | Open Subtitles | تريدين أن يأكل الناس أعلاف الماشية لم أظن أن هذا ممكنًا |
Bunun mümkün olduğunu sen de biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | عليك أن تعترفي أن هذا ممكن أليس كذلك؟ |
Bunun mümkün olduğunu zannetmezdim hiç. | Open Subtitles | أتدرين , لم أظن ابدا أن هذا ممكن |
Bunun mümkün olduğunu düşünemezdim bile. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد أن هذا ممكن أصلا. |
Bunun mümkün olduğunu hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | أتعلم لم أظن مسبقا أن هذا ممكن |
Bunun mümkün olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقدُ أن هذا ممكن |
Bunun mümkün olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقدُ أن هذا ممكن |
Bu alanda geçirdiğim yıllardan sonra, Bunun mümkün olduğunu görebiliyorum. | TED | الآن، وبعد قضائي سنيناً في هذا المجال، أرى أن ذلك ممكن الحدوث. |
Ayrıca, Bunun mümkün olduğunu bile zannetmiyorum. Wraith Dartının arayüzünü kırmak günlerimi aldı ve bu gemi çok daha büyük. | Open Subtitles | لا أعتقد أن ذلك ممكن لقد أخذت أيام لفك وصلة السهام |
Ayrıca, Bunun mümkün olduğunu bile zannetmiyorum. Wraith Dartının arayüzünü kırmak günlerimi aldı ve bu gemi çok daha büyük. | Open Subtitles | لا أعتقد أن ذلك ممكن لقد أخذت أيام لفك وصلة السهام |
Bunun mümkün olduğunu düşünüyorum çünkü ölüm cezası tartışmalarında bir nokta vardır ve muhtemelen en önemli noktadır ki bu noktada herkes aynı fikirdedir, en tutkulu idam cezası savunucuları ve en çok düşüncelerini dile getiren köleliğin kaldırılması yanlıları | TED | اعتقد ان هذا ممكن لأن هنالك ركن في جدل عقوبة الإعدام قد يكون من اهم اركانها الكل متفق عليه حيث يتفق كل انصار عقوبة الإعدام واكثر المطالبين بإلغاها صخبًا |
Bunun mümkün olduğunu sanmıyorum, efendim. | Open Subtitles | لا اعتقد ان هذا ممكن سيدي |
Bunun mümkün olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أظن أن ذلك ممكناً, |
Bunun mümkün olduğunu düşünmüyordum bile, ama şimdi biliyorum ki öyle. | Open Subtitles | أعني، أنني لم أكن حتى أظن أن هذا ممكنًا |
Efendim, ben... Bunun mümkün olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | سيدتي، لا أعلم إن كان ذلك ممكناً |
Bunun mümkün olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | و أنت تقول أن هذا ممكناً |
GG: Bunun mümkün olduğunu projenin başında bana söylemiş olsaydın imkanı yok derdim. Bunu yapabileceğimizi gerçekten düşünmemiştim. | TED | غ غ: لو أنّك أخبرتني أنّ هذا ممكن في بداية المشروع، لأجبتك بأنّ هذا مستحيل. |
Bunun mümkün olduğunu düşünmüyorsan ilişkilerin mümkün olduğunu düşünmüyorsundur. | Open Subtitles | ان كنت لا تظن ان ذلك ممكن فأنت لا تظن ان العلاقات ممكنة |