"burada öylece" - Translation from Turkish to Arabic

    • هنا فحسب
        
    • هنا فقط
        
    • هنا وحسب
        
    • يمكننا أن نجلس
        
    Gerçekten aslanlara bir şeyler oluyorsa seni burada öylece bırakmam. Open Subtitles إن كان هناك خطب ما بالأسود فلن أتركك هنا فحسب
    Ya senden hoşlansam sen de bunu anlasan ve beni öpmeye çalışmasan burada öylece otursak, birbirimizle konuşsak ve yakınlaşsak? Open Subtitles ماذا لو احببتك وانت عرفت ذلك وماذا لو لم تحاول تقبيلي وجلسنا هنا فحسب
    burada öylece oturamayız. Dışarıda bir yerlerdeler. Open Subtitles لا يمكننا الجلوس هنا فحسب إنهم بالخارج هناك في مكان ما
    Yoksa burada öylece takılıp, vücutlarımız hakkında sohbet mi edelim? Open Subtitles او يتعين ان نتسكع هنا فقط ونتحدث عن اجسادكما ؟
    Adamım ben bir şey yapmıyorum ki, burada öylece duruyorum. Open Subtitles أنا لم أي شيئ يا رجل أنا واقف هنا فقط
    Onu burada öylece bırakamayız. Çoktan ya karnı deşilmiştir ya da kafa derisi yüzülmüştür. Open Subtitles ـ لا يمكننا أن نتركه هنا وحسب ـ ربما أنه تعرض لسلخ الجلد
    Onu burada öylece bırakamayız. Çoktan ya karnı deşilmiştir ya da kafa derisi yüzülmüştür. Open Subtitles ـ لا يمكننا أن نتركه هنا وحسب ـ من المفترض إنه كشاف
    Benim işimde vakit nakittir. burada öylece oturup duramam. Open Subtitles فالوقت ثمين في عملي لايمكنني أن أجلس هنا فحسب
    Tuhaf değil mi, burada öylece oturmak. Open Subtitles إنّه فعلا أمرٌ غريب، أليس كذلك؟ نجلس هنا فحسب
    burada öylece duracak mıyız yoksa biriniz bizi dansa kaldıracak mı? Open Subtitles إذا أسنقف هنا فحسب أم أحد رفاقك سيطلب منا الرقص
    burada öylece bekleyemeyiz! Open Subtitles سوف أجرب حظي لا يمكننا المكوث هنا فحسب
    - Bizi burada öylece tutamazsınız. Open Subtitles لا يمكنك أبقائنا هنا فحسب لقد نفذت منا
    burada öylece oturup televizyon seyredemeyiz. Open Subtitles لا يمكننا الجلوس هنا فقط ومشاهدة التلفاز
    Bakın, burada öylece oturamayız. Bir şeyler yapmamız lazım. Open Subtitles . انظر , نحن لا نستطيع ان نجلس هنا فقط . نحن يجب أن نفعل شئ
    burada öylece oturup bu adamların seni bulmasını beklemiyorsundur. Open Subtitles أنت لا تجلس هنا فقط وتريهم نفسك .. ليس هكذا يكون العمل
    Ancak burada öylece oturup zehirli okun seni öldürmesini bekleyemezsin. Open Subtitles لكن لا يمكنك الجلوس هنا فقط تنتظر لذلك السهم المسموم أن يقتلك.
    Demek bu ev bu yüzdenmiş. Onu burada öylece tutamazsın. Open Subtitles إذاً، هذا سبب وجود هذا المنزل لا تستطيع إبقاءها هنا وحسب
    Johann'ın hazinesini de burada öylece bırakamayız. Open Subtitles ولا يمكننا أيضاً أن نترك كنوز جوهان هنا وحسب
    Onu burada öylece bırakamayız. Open Subtitles لا يمكننا أن ندعه هنا وحسب
    burada öylece oturamayız. Open Subtitles لا يمكننا أن نجلس هنا وحسب
    burada öylece durup, ellerimizi izleyemeyiz ama... Open Subtitles لا يمكننا أن نجلس ونحدق بأيدينا، بالرغم من ذلك... رائع!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more