Tamam? Burada gördüğümüz şey bir sır. | Open Subtitles | ما رأيناه هنا سر, حسناً؟ |
Burada gördüğümüz her şeyi yapabilir. | Open Subtitles | يمكنها فعل كل ما رأيناه هنا |
Pekâlâ, bu ara sıra Burada gördüğümüz o yeşil ışığı açıklıyor. | Open Subtitles | حسنا، هذا يفسر الأضواء الخضراء التي كنا نراها هنا أحيانا |
Şaşkınlık uyandıran şey, Burada gördüğümüz alan o kadar küçük ki, | Open Subtitles | المفاجأةان هذه المنطقة التي نراها هنا صغيرة جدا |
Burada gördüğümüz dilin bir kritik öğrenme süreci olduğudur. | TED | وما نلحظه هنا هو أن الفترة العمرية حاسمة في تعلم اللغة. |
Bu nedenle Burada gördüğümüz hayali şehirler bir gün gerçekleşebilir. | TED | فما نراه هنا هو مدن الأحلام التي يمكن أن تكون حقيقة يومًا ما. |
Şuraya gideyim. Burada gördüğümüz eski virüslerin bir listesi. | TED | ما لدينا هنا هو قائمة بالفيروسات القديمة |
Pekâlâ, bu ara sıra Burada gördüğümüz o yeşil ışığı açıklıyor. | Open Subtitles | حسنا، هذا يفسر الأضواء الخضراء التي كنا نراها هنا أحيانا |
Burada gördüğümüz kritik dönemin ne hakkında olduğuna dair modellerimizi değiştiriyor. | TED | لذا وما نلحظه هنا هو تغيير مفهوم المرحلة المفصلية لدينا |
Burada gördüğümüz zil sesi korsanlığının sinsi kaybı. | TED | ما نبحث عنه هنا هو التكلفة الماكرة لقرصنة النغمات |
Burada gördüğümüz şey; | Open Subtitles | ما نراه هنا هو ارتفاع متواصل في الحرارة قبل ظهور ألسنة اللهب، |
Görünüşe göre, Burada gördüğümüz şey, ilk örneklerden birisi. | Open Subtitles | يبدو أنّها سلسلة بدائية لما نراه هنا. |
Burada gördüğümüz şey Akdeniz; | Open Subtitles | ما نراه هنا أنهم رسمو البحر المتوسط |