Ama burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrendikten sonra, bu değişecek. | Open Subtitles | لكن هذا سيتغير قريباً عندما تجد كيف تسير الأمور هنا |
Ne var ki, burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeni... ve diğerlerine örnek olmanı istiyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك فأنا أطلب منك أن تتعلم كيف تسير الأمور هنا وتحاول أن تكون قدوة للرجال الآخرين |
Matron, burada işlerin nasıl yürüdüğünü size özetlememi söyledi. | Open Subtitles | لقد أمرتني السيدة أن آخذكم في جولة لأريكم كيف تسير الأمور هنا |
burada işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorsun. Bu dergiden nasıl bir parça edinebilirim? | Open Subtitles | تعرفين كيف تجري الأمور هنا كيف سأحصل على مقالة بالمجلة؟ |
burada işlerin nasıl yürüdüğünü göreceksin. | Open Subtitles | والآن سترين كيف تجري الأمور هنا. |
burada işlerin nasıl yürüdüğünü tahmin edersin. | Open Subtitles | تعرفين كيف يتم العمل هنا |
Devam et, bana burada işlerin nasıl yürüdüğünü söyle. | Open Subtitles | هيا اخبرني أريد أن اعلم كيف تسير الأمور هنا من فاسد؟ |
Kız arkadaşına burada işlerin nasıl yürüdüğünü anlat yoksa atarım. | Open Subtitles | أخبر خليلتك كيف تسير الأمور هنا وإلا ستطرد. |
burada işlerin nasıl yürüdüğünü anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أقصد التدخل في شؤون الآخرين، فقط أحاول أن أعرف كيف تسير الأمور هنا. |
burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeye başlıyorum, Bayan Driscoll. | Open Subtitles | بدأت أفهم كيف تسير الأمور هنا مس (دريسكول) |
burada işlerin nasıl yürüdüğünü gösterdiğiniz için çok sağ olun. | Open Subtitles | ،(شكراً جزيلا يا سيد (تومسون أنك أريتني كيف تسير الأمور هنا |
Burr, burada işlerin nasıl yürüdüğünü kavraman gerekli. | Open Subtitles | (بير) أعتقدُ أنهُ من المُهم أن تفهَم كيف تجري الأمور هنا |
burada işlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyorsun. | Open Subtitles | لا تفهمون كيف تجري الأمور هنا |
Hank, burada işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorsun. | Open Subtitles | هانك) أنت تعلم كيف تجري الأمور هنا) |
burada işlerin nasıl yürüdüğünü tahmin edersin. | Open Subtitles | "تعرفين كيف يتم العمل هنا" |