Burada olma nedenim bu. Hepimizin burada olma nedeni bu. | Open Subtitles | انه سبب وجودي هنا ان السبب نفسه لوجودكم هنا |
Burada olma nedenim bu. Hepimizin burada olma nedeni bu. | Open Subtitles | انه سبب وجودي هنا ان السبب نفسه لوجودكم هنا |
Demek istediğim Burada olma nedenim neler olduğunu bulup soruşturmanın yararınıza olmasına dikkat etmektir. | Open Subtitles | أعني، هذا هو سبب وجودي هنا لمعرفة ما يجري وأن أرعى مصالحكم في التحقيق |
Ama Burada olma nedenim, baban, başka önemli bir bayram geleneğimizi ikimizin de kaçırmasını istemedi. | Open Subtitles | لكن سبب تواجدي هنا لأنه لم يرد أن نفوت تقليد مهم آخر للعطلة. |
Ama benim Burada olma nedenim bu değil. | Open Subtitles | ولكن هذا ليس سبب تواجدي هنا. |
Ceset benim sorumluluğumda, Burada olma nedenim bu. | Open Subtitles | الجثّة مسؤوليتي، هي سبب وجودي هنا |
Renklerin hayatımıza ve topluma getirdiği neşeyi seviyorum ve içimdeki sanatçıdan bir parçayı politikama da taşımaya çalışıyorum ve görüyorum ki günümüzde işimin parçası, Burada olma nedenim, sadece partim için kampanya yapmak değil, politika için ve onun hayatımızı iyileştirebilmede oynayabileceği rol için. | TED | أحب تلك البهجة التي تضفيها الألوان في حياتنا و في مجتمعاتنا، و أنا أحاول أن أقدم شيئاً من الفنان في داخلي في سياستي و أنا أرى آن جزء من واجبي اليوم و سبب وجودي هنا ليس بداعي دعم حزبي بل للسياسة و الدور الذي من الممكن ان تلعبه لتجعل حياتنا افضل |
Hayır, Burada olma nedenim sen değilsin. | Open Subtitles | لا , أنت لست سبب وجودي هنا |
Burada olma nedenim bu değil. | Open Subtitles | هذا ليس سبب وجودي هنا |
Burada olma nedenim bu değil, Clare. | Open Subtitles | ليس هذا (سبب وجودي هنا (كلير |
Burada olma nedenim bu. | Open Subtitles | -هذا سبب وجودي هنا . |
Burada olma nedenim... | Open Subtitles | سبب تواجدي هنا |