"burada otururken" - Translation from Turkish to Arabic

    • جالسة هنا
        
    • جالس هنا
        
    • أجلس هنا
        
    • نجلس هنا
        
    • لقد كنت جالستُ أحاول
        
    • جالسون هنا
        
    • جلوسي هنا
        
    • تجلسون هنا
        
    • جالسين هنا
        
    Mesaj ben burada otururken geldi. Elimde olmadan duydum. Open Subtitles الرسالة أتت عندما كنت جالسة هنا ولم يكن بوسعي إلا سماعها
    Aslında burada otururken çok garip bir anımı hatırladım. Open Subtitles في الحقيقة أغربُ ذكرى راودتني عندما كنت جالسة هنا
    Şu anda burada otururken e-postalarını kontrol edebiliyorunuz. TED تتفقد بريدك الالكتروني، بينما أنت جالس هنا.
    - Evet geldi. - Evet. burada otururken aklıma geldi. Open Subtitles نعم لقد فعلت نعم، كنت فقط أجلس هنا
    Biz bugün burada otururken, diş telleriniz yerine şeffaf plaklar veya diş restorasyonları kullanabilirsiniz. TED ونحن نجلس هنا اليوم، تستطيع أن تستغني عن الأسلاك لتقويم أسنانك بمرصّفات شفافة، أو ترميماتك الأسنانية.
    burada otururken fark ettim ki... sana Renoir'ımı hiç göstermedim. Open Subtitles حسناً، لقد كنت جالستُ أحاول أن أدرك... أن أدرك هذا أنني لم أريك لوحة الفنان (رينوار)
    Biz burada otururken kızların bunu fark etmemesi gerekiyor. Open Subtitles نحتاج ألا تصل النساء إلى الحل بينما نحن جالسون هنا
    Tamam, ben burada otururken deli gidiyorum. Open Subtitles حسناً, سيصيبني الجنون لمجرد جلوسي هنا
    Ben burada otururken sen gidip vergi işlerini yapan birine 100 dolar harcayacaksın. Open Subtitles لكي يقوم أحدهم بتسديد ضرائبك بينما أنا جالسة هنا.
    Ama şehirde olduğunu biliyordum ve biz burada otururken, sen içeri girdin Curtis'e "Tanrım, bak bu o!" dedim. Open Subtitles لكني علمتُ أنك في المدينة كنتُ جالسة هنا ثم رأيتُك و أنت قادم و قلت لـ (كرتس) : "ها هو النجم"
    Seni burada otururken görmeyi seviyorum. Open Subtitles أحب رؤيتك وأنت جالسة هنا
    Siz burada otururken, sizin cinayetinizden ötürü birinin idam edilecek olması_BAR_sizi endişelendirmiyor mu? Open Subtitles ألا تهتم بأن هناك شخص سوف يعدم بسبب جريمتك بينما أنت فقط جالس هنا
    Siz burada otururken, sizin cinayetinizden ötürü birinin idam edilecek olması_BAR_sizi endişelendirmiyor mu? Open Subtitles ألا تكترث بأن هناك شخص ما سيذهب للإعدام بسبب جريمتك وأنت فقط جالس هنا
    Size göre, siz burada otururken, sizin olduğunuz şey. Open Subtitles بالنسبة لك ،هذا ماتجنيه بينما أنت جالس هنا
    Bir gün, başım sarılı bir şekilde burada otururken umarım kızım da şu an seni sevdiğim kadar beni sever. Open Subtitles يوماً ما، حينما أجلس هنا والشيش يلتف حول رأسي... فأتمنى أن تحبني ابنتي كما أفعل أنا الآن.
    Ama olan oldu. burada otururken her şeyi düşündüm. Open Subtitles ولكن على أي حال كنت أجلس هنا وحسب أفكر
    Biz burada otururken, ...o şey bizimle arasını mümkün olduğunca açacaktır. Open Subtitles أعنى بينما نحن نجلس هنا هذا الشىء يبتعد عنا بقدر ما يمكنه
    Biz şu an burada otururken, Hollywood Tepeleri alevler içinde. Open Subtitles أعني تلال "هوليود" يحيط بها اللهيب بينما نجلس هنا الآن
    burada otururken fark ettim ki... sana Renoir'ımı hiç göstermedim. Open Subtitles حسناً، لقد كنت جالستُ أحاول أن أدرك... أن أدرك هذا أنني لم أريك لوحة الفنان (رينوار)
    - Ben burada otururken mi? Open Subtitles أثناء جلوسي هنا ؟
    Şimdi eminim ki burada otururken diyorsunuz ki bir kablolu televizyon şirketini yönetmiyorum, bir yatırım şirketini yönetmiyorum, Ben bir mandıra çiftçisi değilim. TED أنا متأكدة أنكم تجلسون هنا الآن وتفكرون أنكم لا تديرون شركة تلفزيونية، ولا شركة استثمار، ولستم بمربي مواشي.
    Biz burada otururken o morgda yatıyor. Open Subtitles بينما نحن جالسين هنا, هو على اللوح في المشرحة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more