bana biraz garip geldi ama olur dedim, çünkü buradayım, ve hiç bir şey yapmıyorum falan. | Open Subtitles | و قج إعتقدت أنه أمر غريب نوعاً ما ، لكنني قلت بالتأكيد لأنني هنا و لا أفعل أي شيء ، أتعلم ؟ |
Ben buradayım ve sana iyice göz kulak olacağım, söz veriyorum. | Open Subtitles | أنا هنا و سأعتني بك جيدا أنا أعدك، أنا أعدك |
İşte bütün problemde bu, sen oradasın ben buradayım ve şu anda leş gibi kokan bir mutfakta seninle konuşuyorum. | Open Subtitles | هذه هى المشكلة اللعينة أنك هناك وأنا هنا وأنا فى هذا المطبخ اللعين وهو مقرف للغاية |
buradayım ve üniversite hakkında konuşmak için can atıyorum. | Open Subtitles | نعم, جيد. أنا هنا, وأنا متحمسة جدا للتحدث عن الجامعة |
Bir saattir buradayım ve bana işime yarayabilecek hiçbir şey vermedin. | Open Subtitles | أنا هنا منذ ساعة وأنت لم تعطيني شيئًا واحدًا بوسعي إستخدامه |
Yani, sen buradasın, ben buradayım, ve sanki bir kıvılcım oluştuğunu hissediyorum | Open Subtitles | اقصد انتِ هنا وانا معكِ هنا ويبدو ان بيننا شرارة مولعة |
Böylece buradayım ve sana seni sevdiğimi söylüyorum. | Open Subtitles | لذا ها أنا ذا أخبركِ أنني أحبكِ |
Tabii ki buradayım ve etrafındaki her şey gibi de gerçeğim. | Open Subtitles | أنا حقيقي.. وأنا حقيقي مثل كل شيء حولنا |
Şimdi buradayım ve kimsenin beni sevmediğini sadece para için bakılan bir çocuk olduğumu anlıyorum. | Open Subtitles | والآن آتي إلى هنا و أدرك لا أحد أحبّني، كنتُ مُجرّد راتبًا. |
buradayım ve kendi adıma konuşabilirim. | Open Subtitles | أنا موجودة هنا و أستطيع التحدث نيابة عن نفسي |
Aslına bakarsan, ben buradayım ve size katılmak istiyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا هنا و أريد الإنضمام لكم |
Hâlâ buradayım ve hâlâ aynı pis işleri yapıyorum. | Open Subtitles | لا زلت هنا و أقوم بنفس العمل الممل |
Şimdi buradayım ve, olanları anlamak için kalıyorum. | Open Subtitles | لآن أنا هنا و سوف أبقى لكي أخرج الرمز. |
buradayım ve bu da gayet mantıklı. | Open Subtitles | أنا هنا, و هذا معقول. |
Her neyse, buradayım ve evi açma gibi çılgınca fikirleriniz hakkında konuşma şansını yakaladığıma sevindim. | Open Subtitles | على أي حال، أنا هنا وأنا مسرورة لفرصة التحدث عن الخطة المجنونة لفتح البيت للعامة |
Ben buradayım ve seni seviyorum! Seni çok seviyorum! | Open Subtitles | أنا هنا وأنا أحبك أحبك كثيرا جدا |
Fakat o burada değil, ben buradayım ve istiyorum. | Open Subtitles | لكنه ليس هو الذي هنا وأنا أريد ذلك |
Size erkek çocuklarla bir sorunumuz olduğunu anlatmak için buradayım, ve bu ciddi bir sorundur. | TED | أنا هنا لكي اخبركم عن المشكلة التي نواجهُها مع الاطفال الذكور وهي مشكلة جدية تخص الاطفال الذكور |
Sadece 48 saattir buradayım ve Amerikan ağzıyla konuşuyorum. | TED | أنا هنا منذ 48 ساعة وأنا أتحدث الأمريكية |
Ama ben buradayım ve ne yemek istediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | ولكنني هنا, وانا اعلم بالضبط ماذا تريد ان تأكل |
buradayım ve seninim. | Open Subtitles | انا هنا وانا لك. |
Tabii ki buradayım ve etrafındaki her şey gibi de gerçeğim. | Open Subtitles | أنا حقيقي.. وأنا حقيقي مثل كل شيء حولنا |