Bak sen Buraya gelmeden önce kaynağımdan bir telefon aldım. | Open Subtitles | إسمع، قبل أن آتي إلى هنا تلقيتُ مكالمةً من مصدري |
Buraya gelmeden önce üç gece naylon içinde uyuduk. | Open Subtitles | قضينا ثلاثة ليالٍ في البلاستيك قبل المجيء إلى هنا. |
Bu gece Buraya gelmeden önce kızlarımdan bir tanesi bağırmaya başladı. | TED | فقط، قبل مجيئي إلى هنا هذه الليلة، بدأت إحدى بناتي بالصراخ. |
Buraya gelmeden önce hakkınızda bazı şeyler öğrendim. | Open Subtitles | إطلعت على معلومات عنك قبل أن تأتي إلى هنا |
- Belki de o Buraya gelmeden önce hazineyi taşımışlardır. | Open Subtitles | حسناً, ربما أنهم نقلوا الكنز قبل أن يأتي إلى هنا |
Buraya gelmeden önce Virjinya'da yaşıyorduk. | Open Subtitles | لقد عشنا في فيرجينيا قبل أن نأتي هنا |
Bence Buraya gelmeden önce o yara vardı. | Open Subtitles | أعني , أنا واثق تماما أنه كان لديه هذا قبل مجيئه إلى هنا |
Avukat Buraya gelmeden önce bana ne haltlar döndüğünü anlatsana. | Open Subtitles | لمَ لا تخبرني بما يجري قبل وصول محاميكَ إلى هنا؟ |
Buraya gelmeden önce bir kariyerim vardı. | Open Subtitles | قبل أن آتي إلى هنا, كان لدي وظيفة,وكان لدي أصدقاء. |
Buraya gelmeden önce, hiç bir seansa katılmamıştım, ...bu sadece hücremden çıkmak içindi. | Open Subtitles | لم أذهب إلى مقابلة قبل أن آتي إلى هنا و كان هذا فقط من أجل أن أغادر المجمع |
Buraya gelmeden önce kayıtlarda bunları bulduk. | Open Subtitles | أحضرنا هذه من دائرة السجلات قبل المجيء إلى هنا |
Buraya gelmeden önce hikayesini paylaşma izni almak için Ravi’yi aradım. | TED | اتصلت برافي قبل مجيئي إلى هنا لاستئذانه في مشاركة قصته. |
Kusmadan 3 adım bile atamıyor çünkü Buraya gelmeden önce Quizno'da yemek yemiş. | Open Subtitles | أعني ، أنها لا تستطيع عمل ثلاث خطوات من دون تقيؤ لأنها أكلت في كويزنوز قبل أن تأتي إلى هنا |
O kayıtları Buraya gelmeden önce almış. | Open Subtitles | لقد قام بشراء تلك الإسطوانات قبل أن يأتي إلى هنا |
Buraya gelmeden önce bir süre Virginia'da yaşadık. | Open Subtitles | لقد عشنا في فيرجينيا قبل أن نأتي هنا |
Ya da Buraya gelmeden önce bulaşmış. | Open Subtitles | أو ربّما أصيب بها قبل مجيئه إلى هنا |
Cesaretinize hayran kaldım, Pablo, planınıza değil. Bakın, Baron Gruda Buraya gelmeden önce silahları ve sarayı ele geçirmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب ان نستولي على السلاح ومقر الحاكم قبل وصول البارون |
Sığınma talep ediyorum. Filom Buraya gelmeden önce yok edildi. | Open Subtitles | أود أن أطلب منكم اللجوء أسطولي تدمر قبل أن آتي لهنا |
Bu sabah değil, Buraya gelmeden önce. Buraya düşmeden önce. | Open Subtitles | ليس الصباح , أقصد قبل أن تأتي هنا للعمل بالمترو |
Buraya gelmeden önce bize bunun nasıl yapılacağının, eğitimini derste gösterdiler. | Open Subtitles | ، لقد علّمونا طريقة فعل ذلك بالمكتب . قبل أن نأتي إلى هنا حتّى |
Buraya gelmeden önce Ortabatı sözleşmemizi feshetmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | حسنًا، كان لا بد أن نغلق كل نشاطاتنا المعلقة والمشتركة بالغرب الأوسط بأمريكا قبل القدوم إلى هنا |
Wylie Buraya gelmeden önce bana Ajan Lisbon ile California'da beraber çalıştığınızı söyledi. | Open Subtitles | أخبرني (وايلي) أنّك عملت مع العميلة (ليزبن) في (كاليفورنيا) قبل قدومك إلى هُنا. |
Dişlerinin şu andaki durumuyla ilgili, demek istediğim çok acı çekti, Buraya gelmeden önce bile, bu yüzden acının ne olduğunu bilir. | Open Subtitles | وضع اسنانه الحالي مثل ما انت عارف, انه عانى من الالم قبل قدومه إلى هنا فهو يعرف ما هو الشعور بالالم |
- Buraya gelmeden önce kaç kere durmuş? | Open Subtitles | كم عدد الوقفات الذي توقفها قبل أن يصل هُنا ؟ |