"burda değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس هنا
        
    • ليست هنا
        
    • لَيسَ هنا
        
    • ليس متواجداً
        
    • غير موجود هنا
        
    -Burası bürokrasi değil ama, burda değil. -Eğer hızlı gidersen, sistemi önceden yüzeye çıkartırsan, -Operasyon test zamanını kısarsan, Open Subtitles إنها ليست بيروقراطية, ليس هنا تدفع بنظام أسلحة جديد للخدمة
    Bütün odayı aradık. O şey burda değil. Open Subtitles لقد قمنا بتفتيش الغرف كلها، هذا الشيء ليس هنا
    üzgünüm bay gill henüz burda değil ne oldugunu bilmiyorum normalde bukadar geç kalmazdı elbette elbette Geri arayabilirsiniz! Open Subtitles انا آسف سّيدي لكن السّيد جيل ليس هنا لحد الآن انا لا اعرف ماذا حدث
    Sana burda değil, arkadaki ahırlarda olduğunu söylemiştim. Open Subtitles ماذا تفعل؟ لقد أخبرتك أنها في الاصطبلات الخلفية، ليست هنا
    Sakin olmamız gerek, çünkü kızım burda değil ve bütün bunlar bi daha olmadan onu bulmam gerek. Open Subtitles علينا ان نهدئ لان ابنتي ليست هنا. وعلي العثور عليها قبل ان يحدث هذا ثانية
    Anlamı şu; sürekli burda değil, kalıcı değil. Dinleyin, Brad'la görüşmeye gitmem gerekiyor. Open Subtitles نعم ، إنها تعني أنها ليست هنا طوال الوقت ليست دائمة
    Ama Sultan şu an burda değil, ben varım. Open Subtitles لكن سلطان ليس هنا في هذه الحظة ، انا هنا.
    Senin patronun burda değil, sen kadının ve bebeğin buradasınız. Open Subtitles رئيسك ليس هنا , أنت فقط هنا وزوجتك وطفلك ايضا ً
    Bale. burda değil, yurt dışında. Open Subtitles راقصة باليه.. ليس هنا.. فى الخارج
    üç yada dört kez. fakat burda değil. Open Subtitles حوالي ثلاثة او أربعة مرات. لكن ليس هنا.
    -Tanrı bugün burda değil Rahip. Open Subtitles الاله ليس هنا اليوم ايها الكاهن
    -Tanrı bugün burda değil rahip! Open Subtitles الاله ليس هنا اليوم ايها الكاهن
    -Tanrı burda değil bugün, Rahip. Open Subtitles الهك ليس هنا اليوم ايها الراهب
    Bu zindanda yapayalnızsın ve Tanrı burda değil. Open Subtitles انت لوحدك في عالم النسيان... ...والإله ليس هنا.
    - Neden burda değil? Open Subtitles -لم ليست هنا زوجتك ؟ -و ما علاقتك ؟ ماذا تظن ؟
    Çanta burda değil. Onu da yanında götürmüş olmalı. Open Subtitles الحقيبة ليست هنا اكيد انه أخذها معه.
    O burda değil, ama içeri gelmekte serbestsin. O iş yerinde, um... Open Subtitles إنها ليست هنا لكن أنتِ مرحب بك لتتفضلي إنها تعمل...
    Karım burda değil. O öldü. Open Subtitles زوجتي ليست هنا لتوافق أو لا لقد ماتت
    - burda değil efendim. - Bu salağı da alıyoruz. Open Subtitles ليست هنا يا سيدي- هذا الأحمق سيأتي معنا-
    - Luc. Elsie burda değil mi? - Onun biraz başı dönüyordu. Open Subtitles لوك السي ليست هنا لقد شعرت بدوار خفيف
    -Ne düşünüyorsunuz? -Güzel -Tabi burdayız, burda değil Open Subtitles جيد ماعدا بأنّنا هنا، و لَيسَ هناك والمرسل هناك، لَيسَ هنا
    Pekala ben bekliyorum, o burda değil. Open Subtitles حسناً، أنا أنتظره، هو ليس متواجداً
    -Sistem artık burda değil efendim Open Subtitles انه غير موجود هنا الان , سيدي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more