"burunlarını" - Translation from Turkish to Arabic

    • أنوفهم
        
    • يتدخلون
        
    Biz de bundan hoşlanıyoruz. burunlarını işlerimize sokmayacakları anlamına geliyor. Open Subtitles وهذا الأمر يروق لنا، حيث يُبقي أنوفهم بيعدة عن أعمالنا.
    40 kadınımsı demirci burunlarını sümkürdükleri bezleri sallıyorlar! Open Subtitles أربعون حداداً مخنثاً يلوحون بثيابهم التي مسحوا بها أنوفهم
    Sana inandıkları için kaburgalarını ve burunlarını kırarlar. Open Subtitles الذي سيكسرون أضلعهم و أنوفهم و رقابهم لأجلك.. لأنهم يؤمنون..
    Sana inandıkları için kaburgalarını ve burunlarını kırarlar. Open Subtitles الذي سيكسرون أضلعهم و أنوفهم و رقابهم لأجلك.. لأنهم يؤمنون..
    Bu kaçakçılar, hayvanları önemsemezler ve benim yasal işlerime burunlarını sokarlar. Open Subtitles هولاء المُهرّبون لا يبالون بأمر الحيوانات، وهو يتدخلون في عملي الشرعي.
    Haydi, içeri girelim ve başarınla burunlarını sürtelim. Open Subtitles . لذا ، الأن ، هيا ندخل ونفرك أنوفهم في نجاحك
    İnsanlar onları ilgilendirmeyen şeylere burunlarını sokuyor. Open Subtitles الناس يدسون أنوفهم في الأشياء التي لا تهم 'م.
    Hayatta kalabilmek için hayvanlar âleminin en hassasları arasında yer alan burunlarını izlerler. Open Subtitles للبقاء يتبعون أنوفهم الأكثر حماسا في مملكة الحيوانات
    burunlarını temizlemek, daha doğrusu eskiden burunları olan yeri temizlemek eğlenceli. Open Subtitles أشفط أنوفهم أو ما كان في أنوفهم إنه أمر ممتع، أتريدي المساعدة؟
    Ve bu haliyle seviyoruz. Bu demek oluyor ki, burunlarını bizim işimize sokmuyorlar. Open Subtitles وهذا الأمر يروق لنا، حيث يُبقي أنوفهم بيعدة عن أعمالنا.
    İlgilenmemeleri gereken olaylarla ilgilenip, her şeye burunlarını sokan doktorlarla dolu. Open Subtitles مجموعة من الأطباء يدسون أنوفهم في مالايعنيهم
    burunlarını silmek, altlarını değiştirmek geceleri uyutmak gibi. Open Subtitles تعرفون,أمسح أنوفهم و أغير حفاضاتهم و أضعهم بسريرهم ليلا
    Cenazeye gelen insanlar burunlarını kapatıyorlar ve koktuğunu söylüyorlar. Open Subtitles وعندما تأتي الناس، يغلق الجميع أنوفهم ويقولون كم الرائحة نتنة.
    Ama biz büyükler gelir ve onlara burunlarını karıştırmamalarını ve salyangoz ya da kurbağalara ya da bahçede ne buldularsa dokunmamalarını söyleriz. Çünkü bu tür şeyler iğrençtir. TED ولكن عندها يتدخل الكبار، ويطلبون من الأطفال عدم وضع أصابعهم في أنوفهم وعدم لمس الدود البزاق أو الضفادع أو أي شيء آخر يجدونه في الفناء الخلفي، لأن تلك الأشياء مقززة.
    Diğerleride ağız ve burunlarını kapatmış durumda, Open Subtitles والآخرين يغطون أنوفهم وحلوقهم بالمناديل
    Kadınların burunlarını futbola sokması. Open Subtitles عندما كزة نسائهم أنوفهم في كرة القدم.
    Mahkemelerin burunlarını futbola sokması. Open Subtitles عندما المحاكم كزة أنوفهم في كرة القدم.
    Uşaklar burunlarını pudralarken, neden masaların üstündeki hafif yiyecek ve içeceklere, henüz bitmemişken yumulmuyorsunuz. Open Subtitles حسناً , بينما الأولاد يجهزون مسحوق أنوفهم لماذا لا تحصلون على طعام من اجل كلابكم .... و تحصلون على كؤوس الشراب من منضدة المُرطبات
    burunlarını kaşındırıyormuş. Open Subtitles تصيبهم بالحكة في أنوفهم
    O satılmış işe yaramaz lanet pislikler... başkalarının işine burunlarını sokup... kendilerini ilgilendirmeyen işlere karışıyorlar. Open Subtitles يتدخلون في شؤون الآخرين ويجعلون الأمر يخصهم أولئك الأوغاد المرتزقة
    Hep burunlarını işimize sokarlar. Hep davet edilmeden damlarlar. Nasıl olduğunu bilemezsin. Open Subtitles يتدخلون في شؤننا دائماً ، ويأتون بدون دعوة أنت لا تعلم ، كيف يكون الأمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more