| buzun içine düşmek kadar dramatik değil. | Open Subtitles | لكن ليس كإثارة السقوط في الجليد . كما تعلمين |
| Vidaları buzun içine koymak için yeterli vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا ما يكفي من الوقت لوضع المسامير في الجليد |
| Kamyonlar buzun içine düştü ya da hava saldırılarıyla yok edildi. | Open Subtitles | معظم الشاحنات كانت أما تغرق فى الثلج أو تُدمر نتيجة الهجمات الجويه المتتاليه |
| buzun içine koyduk, her şeyi yaptık. İşe yarayacaktır. | Open Subtitles | لقد وضعناها في الثلج وكل ما هو مطلوب، إنها ستفي بالغرض |
| İnceledikleri sadece buz değil, buzun içine sıkışmış çağlar öncesinin hava kabarcıklarıdır. | Open Subtitles | ولكن أيضا فقاعات من الهواء القديم المحاصره في الجليد. |
| Hiç kimse bir daha beni o buzun içine sokamayacak. | Open Subtitles | لن يضعنى أحداً فى الثلج مجدداً, أبداً. |
| Numuneleri buzun içine koy ve kamyona yükle. | Open Subtitles | ضع العينات فى الثلج احضرهم للشاحنة |
| Sen bana on papel ver, ben de senin için o parmağı güzelce buzun içine koyayım." dedim. | Open Subtitles | "سوف تعطيني عشرة دولارات " "وسوف اضعه في الثلج من اجلك " |
| 18. yüzyılda Holtz'u yanına aldın daha sonra ortaya çıkıp beklemediği anda Angel'a kazığı saplasın diye birkaç yüzyıllığına buzun içine koydun. | Open Subtitles | وضعته في الثلج لكي يظهر لـ (آنجل) ويقضي عليه |
| - İnsanları buzun içine sokuyor. | Open Subtitles | يضع الأشخاص في الثلج. |