"cüret edemez" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجرؤ على
        
    • لن يجرؤ
        
    • لن تجرؤ
        
    • يجرأ
        
    • يتجرأ
        
    Antony bana böyle saygısızlık etmeye cüret edemez ve Octavia... Open Subtitles أنتوني لا يجرؤ على إزدرائي هكذا، وإضافةً إلى، أوكتافيا -
    Hiçbir Lycan sürüsü meclisimize saldirmaya cüret edemez. Open Subtitles قطيع المستذئبين لن يجرؤ على مهاجمة مجمعنا
    O buralarda oldukça kimse tahta bakmaya cüret edemez. Open Subtitles بمن حولها لن يجرؤ أحداً النظر إلى العرش.
    Bize oyun oynamaya cüret edemez. Open Subtitles انه لن تجرؤ على محاولة وقاسية لنا.
    Kararı kesin. Kimse onunla bu konuda tartışmaya cüret edemez. Open Subtitles لقد إتخذ قراره لا أحد يجرأ بتحديه في هذا
    Hiçbir hükümdar kafasına göre hareket edip de dinle ilgisi olmadığı halde böyle bir şeye cüret edemez. Open Subtitles الحُكم الأعلَى بِأنه لا أمِير دنيَوي قد يتجرأ بِأي قَانِون ليَأخذه حَتى لِنفسه
    Hiçbir Lycan sürüsü meclisimize saldırmaya cüret edemez. Open Subtitles قطيع المستذئبين لن يجرؤ على مهاجمة مجمعنا
    Linderman tek başına Nathan'ın peşine düşmeye cüret edemez. Open Subtitles ليندرمان" لن يجرؤ على تعقب "ناثان" بأساليبه الخاصة"
    Amcam, General'e zarar verecek bir şey yapmaya cüret edemez. Open Subtitles عمى لن يجرؤ على فعل اى شئ يؤذى الجنرال
    Ve kimse Mary Jackson'un rüyalara giden yolda durmaya cüret edemez. Open Subtitles فلا أحد يجرؤ على الوقوف في طريق أحلام "ميري جاكسون".
    Bunu kim yaptıysa adada kalmaya cüret edemez. Open Subtitles كل من فعل ذلك لن يجرؤ البقاء في الجزيرة.
    Deniz senin gibi elma yanaklı genç bir delikanlının canını almaya cüret edemez. Open Subtitles لن يجرؤ البحر على قتل فتى خداه متوردان مثلك
    Bize oyun oynamaya cüret edemez. Open Subtitles انه لن تجرؤ على محاولة وقاسية لنا.
    - Buna cüret edemez. Open Subtitles لن تجرؤ
    Kimse karşılık vermeye cüret edemez ve evet sonucu cehennem olur ama sanırım ben sınıra ulaştım. Open Subtitles ولا أحد يجرأ بالإنتقام بالطبع و بالتأكيد الجميع يتوقع أن تُعاني في الجحيم لكن أخشى أني قد وصلت إلى الحد
    Bence o getirdi çünkü hiçkimse buna cüret edemez. Open Subtitles نحن نعلم انه هو لانه لا احد نعرفه يتجرأ على ذلك
    Ross Poldark bana parmak kaldırmaya cüret edemez. Open Subtitles روس بولدارك لن يتجرأ ويمد يده عليّ
    Çünkü sen Michael'ın bedenisin ve hiçbir melek sana zarar vermeye cüret edemez. Open Subtitles (لأنكَ وعاء (مايكل و لن يتجرأ كائن سامي على إيذائك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more