cırcır böcekleri ötüyor, ve çok yorulan insanlar dinlenerek kendine geliyorlar. | Open Subtitles | تغني الصراصير و الرجل يشعر بهذا بجهد كبير يعيد نفسه براحة |
Son iki haftadır mangalda timsah ve cırcır böcekleri hakkında konuşup duruyorsun. | Open Subtitles | لقد تكلمت كثيرا عن حفلات الشواء وعن الصراصير |
cırcır böcekleri, kuşlar ve kurbağalar birlikte ses yapıyorlardı ve biz orada otururken, dağların üzerinden Steven Spielberg filmlerindeki gibi bulutlar kuzeyden bize doğru geliyorlardı ve bulutlar vadinin yarısını kapladığında, yemin ederim oradaki tüm hayvanlar aynı anda ses çıkarmayı durdurdular. | TED | وكانت هناك الصراصير والطيور والضفادع تصدر أصواتا، وجلسنا هناك، فوق الجبال بالجهة الشماليّة حيث كانت هناك غيوم تشبه ستيفن سبيلبرغ تتجّه نحونا، وعند وصول الغيوم بمنتصف طريقها نحو الوادي، كلّ حيوان في ذلك المكان توقّف عن اصدار أصوات في نفس الوقت. |
cırcır böcekleri belki de düşündüğümüzden daha büyükler. | TED | إن الصراصير واسعة حقًا. |
Çikolata kaplı kurtçuklar, cırcır böcekleri veya tırtıllar da olur. | Open Subtitles | ديدان أو صراصير أو يرقات مغطاة بالشوكولا |
Diğer cırcır böcekleri nerede? | Open Subtitles | أين كُلّ الصراصير الأخرى؟ |
cırcır böcekleri, harika eski bir ev. | Open Subtitles | الصراصير, البيت العضيم القديم |
Şimdi de cırcır böcekleri. | Open Subtitles | والآن ، الصراصير |
Bunlar cırcır böcekleri. | Open Subtitles | هذه الصراصير |
cırcır böcekleri. | Open Subtitles | إنها صراصير. |
- cırcır böcekleri. | Open Subtitles | صراصير الليل |
Jimmy'nin cırcır böcekleri. | Open Subtitles | صراصير (جيمي). |