cam gibi suyun yanında gün batımı, hayal gibi. | Open Subtitles | عند غروب الشمس مع الماءيبدو مثل الزجاج انها تشعرك بالروحانيه |
Benim için açık bir kitap gibisin. Şeffafsın, aynı cam gibi. | Open Subtitles | أنتِ مثل كتاب مفتوح بالنسبة لي أنتِ شفافة، مثل الزجاج |
Yeterince ısınırsa, karbini cam gibi kırılgan hale getirecektir. | Open Subtitles | حسنا، عندما يحصل ما يكفي من الاهتمام، ينبغي أن تجعل كاربين هشة مثل الزجاج. |
Okulda bana Mr Glass (Bay Cam) diyorlar, çünkü cam gibi kırılıyorum. | Open Subtitles | انهم يدعونى : الرجل الزجاجى فى المدرسة لاننى اتحطم كالزجاج |
İnsanlar size inanmayı kestiğinde cam gibi kırılıyorsunuz. | Open Subtitles | وحين يتوقف الناس عن الإيمان بكم ستتحطمون كالزجاج |
Yani yalıtkan maddeler. Lastik ya da cam gibi. | Open Subtitles | أي عازل جيد مثل مطاط، مثل الزجاج. |
Okulda bana Mr Glass (Bay Cam) diyorlar, çünkü cam gibi kırılıyorum. | Open Subtitles | يسمونني السيد "زجاج" في المدرسة لأنني أنكسر بسهولة مثل الزجاج |
Nasıl oluyor da gözlerin cam gibi gözükmüyor, dostum? | Open Subtitles | كيف أن عينك لا تبدو مثل الزجاج ، صاح ؟ |
Çok soğuk olursa cam gibi çatlarlar. | Open Subtitles | لو بارد جداً، سيتحطمون مثل الزجاج |
Bu yol cam gibi. | Open Subtitles | هذا الطريق مثل الزجاج. |
Sevginin cam gibi olduğu doğru. | Open Subtitles | الحب الحقيقي مثل الزجاج |
Kristalleştirilmiş, cam gibi. | Open Subtitles | إنّه مُبلوَر، مثل الزجاج. {\pos(192,230)} |
Kristalleştirilmiş, cam gibi. | Open Subtitles | إنّه مُبلوَر، مثل الزجاج. |
Çelik, cam gibi paramparça oldu. | Open Subtitles | والصلب حطمت مثل الزجاج. |
Kemiklerim cam gibi. | Open Subtitles | عظامي... عظامي مثل الزجاج |
Bir cam gibi parçalandı. | Open Subtitles | حاد مثل الزجاج |
Çok güzel, cam gibi sütunlar. | Open Subtitles | لدينا هذه الأعمدة الجميلة الصافية كالزجاج |
Çok güzel, cam gibi sütunlar. | Open Subtitles | لدينا هذه الأعمدة الجميلة الصافية كالزجاج |
Patti Smith, şiirlerimin patlayan cam gibi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | باتي سميث قالت بأن قصائدي كانت كالزجاج المتكسر |
Güneş yaprakları buzlu cam gibi parlatıyordu, ve takip ettiğimiz patika olmasaydı, adeta o topraklarda yürüyen ilk insanların bizler olduğunu zannedebilirdik. | TED | فسقوط الشمس على الاوراق جعلها تسطع كالزجاج الملون و لو لم يكن موجودة على طريقنا، لظننا أنّنا أول بشر تطأ أقدامهم ذلك المكان. |
İnce şeritler halinde yükseliyor ve cam gibi parıldıyordu. | Open Subtitles | ارتفعت فى شرائح رفيعة ولمعت كالزجاج |