| İç kanaması var ve belki yaranın içinde cam kırıkları olabilir. | Open Subtitles | هناك نزيف داخلي و ربما هناك فتات زجاج بقيت في الجرح. |
| Birşeyi tekrar ettirirsem, ahenk elde etme ihtimalim artar, Amerikan cevizi ve tavuk yumurtası, cam kırıkları ya da dallardan. | TED | لو استطيع تكرار اى شىء، فعندى إمكانيه لنمط، من مكسرات أو بيض دجاج، كسر زجاج او فروع. |
| Yolda cam kırıkları olmalı. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ يَكُونَ هناك زجاج على الطريقِ |
| Heryerde cam kırıkları var ve biryerini kesebilirsin. | Open Subtitles | زجاج مكسور فى كل مكان يُمكن أن تصابى بجراح |
| .. her yerde cam kırıkları var, bir çok insan da yaralı halde. | Open Subtitles | هناك زجاج مكسور بكل مكان و أصيب الكثيرون |
| Bu terlikleri giy. Orada cam kırıkları var, yaralanabilirsin. | Open Subtitles | ارتدي الحذاء, هنالك زجاج مكسور قد تصابين بأذى |
| Başka bir parça daha. Dikkatli olun. cam kırıkları her yerde. | Open Subtitles | قطعة أخرى يجب أن تنتبه هناك زجاج في كل مكان |
| Kapısında da kilit yok penceresinin altında cam kırıkları da yok ve artık radyatöre de bağlı değil. | Open Subtitles | لم يعد هناك قفل على الباب لا زجاج خارج نافذتها وهي لم تعد مكبله لجهاز التدفئة |
| Öyle bir şey olmadı. Buraya geldim, her yerde cam kırıkları vardı ve senin elinde bir taş var. | Open Subtitles | أتيت لهنا وهناك زجاج على الأرض وبيدك حجرًا. |
| Yerde cam kırıkları vardı. | Open Subtitles | كان هنالك شظايا زجاج سيارة محطم في الخارج. |
| Arabanda cam kırıkları bulduk. Kilisedeki kırık camla eşleşti. | Open Subtitles | وجدنا أجزاء زجاج مُعشق في سيّارتك، وإنّه يُطابق الزجاج المكسور في الكنيسة. |
| Kırık mobilya yok. Cesedin altında cam kırıkları yok. | Open Subtitles | لا أثاث مكسور ولا قطع زجاج في الجثة |
| Elbette başedersin. Sanki içimde cam kırıkları varmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أحس كما لو أنني زجاج منكسر من الداخل |
| Naomi'yi mutfakta buldum. Her yer cam kırıkları içindeydi. | Open Subtitles | وجدت(ناعومي)في المطبخ كان هناك زجاج في كل مكان |
| Yavaş ol Grey. Yerde, her tarafta cam kırıkları var. | Open Subtitles | هناك زجاج في كل مكان |
| cam kırıkları içinden geçmiyor. | Open Subtitles | ولا قطعت زجاج دخلت |
| Olay Yeri İnceleme hala Donny'nin dairesinde, kırmızı cam kırıkları yok, boğuşma izi yok, yakın bir akraba da bulamadık. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد زجاج أحمر مكسور ولا توجد مؤشرات على وجود حادث مدبّر -وليس لديه أقرباء أيضاً -ماذا عن رقاقة المقامرين المجهولة؟ |
| Ayakkabılarında cam kırıkları var. | Open Subtitles | لديك زجاج على حذائك. |
| Yerde cam kırıkları var. | Open Subtitles | هناك زجاج على الأرض |
| Dışarıda cam kırıkları gibi bir şeylerle paslı çiviler var. | Open Subtitles | هناك زجاج مكسور ومسامير صدئه. |