"can atıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يتوق
• متلهف
• متشوقة
• شوقاً
• متشوق
• متشوقين
• متلهفة
• متلهفون
• حريص
• تتوق
• تتحرق
• إنه متحمس
• مشتاق
• و لا إلى
• يتحرق

Yazılarının ürkütücü ve depresif olduğunu duymuş. Seninle tanışmak için can atıyor.
لقد سمع أن كتاباتك مرضية و محبطة إنه يتوق لمقابلتك

Halkınız sizi sevmek için can atıyor ama çürük yiyecek alıyorlar, bazen onu da bulamıyorlar.
شعبك متلهف جداً لمحبتك و لكنهم يأكلون غذاء متعفن و احيانا لا شىء مطلقاً

Ablanın yaptığı hindiyi yemek için can atıyor musun?
أنتي متشوقة للديك الرومي الذي تعده أختكِ؟

İçeri gel. İçeride biri seninle tanışmaya can atıyor.
يكفي هذا، تعالى إلى الداخل، هناك شخص يتحرق شوقاً لرؤيتك

Hem, profesör yazı turayı kazandı, seni taşımak için can atıyor.
فى كل الاحوال لقد فاز البرفيسير بالرهان وهو متشوق لحملك اليس كذلك

-Ama herkes seni görmeye can atıyor ve...
لم أفكر فى ذلك .... لكن الجميع متشوقين لرؤيتك

Seninle konuşmaya can atıyor gibi gözüküyor.
يبدو أنها متلهفة جداً للتحدث معك

Bu adamlar gitmeye can atıyor.
المشكله في الإنتظار الرجال متلهفون للهجوم

Ellsworth Toohey işi Peter Keating'in alması için can atıyor.
توهى حريص جداً على أن توافق اللجنه على بيتر كيتنج

Katilin ya acelesi vardı ya da yakalanmaya can atıyor.
كان القاتل إما في عجلة من امرنا، أو تتوق للحصول على صيدها.

O kancığı aramak için can atıyor olmalısın.
انك تتحرق للاتصال بهذه الساقطة

Ona yarı Finli olduğunu söyledim ve seninle tanışmak için can atıyor.
أخبرته أن لكِ عِرقاً فنلندياً إنه متحمس جداً لرؤيتك (ياني)

O görebileceğin en yetenekli elma toplayıcısı ama öğrenmek için can atıyor.
هو أكثر جامع تفاح مؤهل تستطيعي مقابلتة ولكنة مشتاق للتعلم

Şu anda hükümete karşı çok büyük bir öfkesi var, ve bunu çıkaracak birini bulmaya can atıyor.
إنه غاضب على الحكومة جداً الآن و هو يتوق ليجد من يفرغ غضبه به

İşte küçük erkek arkadaşın. Sesini duymak için can atıyor. - Bebeğim?
هذا هو صديقك الحميم ، وهو يتوق لكي يسمع صوتك .حبيبي

Kanun taslağınızda neler olduğunu öğrenmeye can atıyor.
هو متلهف جدا لمعرفة ما هو مشروع قانونك

Saray eskortum Nanzi seni görmek için can atıyor.
قريني الملكي نانزي متلهف لرؤيتك

Seni görmeye can atıyor.
استيقظت إيسثر وهي متشوقة لرؤيتك

Tekrara bir kadınla beraber olabilmek için hapishaneden çıkmaya can atıyor.
إنّه يتحرق شوقاً للخروج من السجن وليعود للعيش مع فتاته

Tamam harika. Adamım Dave Caruso öğrenmek için can atıyor.
حسناً، عظيم انا متشوق لمعرفة الاثارة في هذا

- Ama herkes seni görmeye can atıyor ve...
لكن الجميع متشوقين لرؤيتك

Hala özgürlük için can atıyor.
"ليس إلى هنا و لا إلى هناك"