"cara'nın" - Translation from Turkish to Arabic

• كارا

O da Cara'nın Chopin çalmasıydı, bir süredir parasını ben ödüyordum.
كانت كارا تعزف مقطوعة لشوبان وكنتُ أدفع ثمن دروسها

Şimdi, Sin Cara'nın onuru ve görevi büyük büyük büyük büyükbabasının mirasını devam ettirmek ve WWE şehrini ne pahasına olursa korumak.
والان هذا شرف وواجب سين كارا. لكى يكمل أسطوره جده العظيم جدا. وحمايه مدينه الدبليو دبليو اي مهما كلفه الامر.

Yani Cara'nın gördüğü kişi oydu.
لذا فقد كان هو مَنْ رأتهُ صديقتكِ "كارا"

Sin Cara'nın dramatik bir sezgisi var.
سين كارا لديه ميل للدراما. ااه. ااه.

Ya da Cara'nın, eve dönüş yolunu kaybetmiş farelerinden biri mi?
أو أحد من مجموعة (كارا) قد ضل طريقه وهو عائد لمخبأهم

Cara'nın tadını almak istemiyorsanız 5. kattan sakın su içmeyin.
لا تشربوا الماء من الطابق الخامس أبداً, إلا اذا كنتم تريدون تذوق طعم كارا .

Zaten Fiona'yı Cara'nın mekanına yolladık.
( بالفعل , لقد أرسلت ( فاي ) إلى منزل ( كارا

Cara'nın içki dolabı, 10 saatlik kuşatmaya yetecek gibiydi.
كارا ) , لديها مشروبات فاخرة ) تكفي لحصار يدوم 10 ساعات

Dip çizgi... Disantos Cara'nın gitmediğini biliyor.
خلاصة القول , أن ( ديسانتوس ) يعرف أن ( كارا ) لم تسافر

Bizimle gelebilir veya Cara'nın peşinden gidebilirsin.
لذايُمكنكِان تأتىمعنا، أو تذهبي مُتتبعة إثر (كارا).

Grace, Cara'nın götürüldüğü günü anlatır mısın?
(جريس) , أخبرينا عنّ اليوم الذي أختطفت بهِ (كارا).

Bu kasaba halkının ona yaptıkları berbat bir şey. Cara'nın küçüklüğünü hatırlıyorum.
مايفعلهأهلالقريةهنا، هوأمرٌمُروّع، أتذكر (كارا) ، كطفة صغير.

Arayıcı haklıydı. Cara'nın bir yalana inanmasını sağladık.
الباحثكانعلىحقّ ، أجبرنا (كارا) ، على تصديق كذبة.

Sen Cara'nın hayatını kurtardın o da borcunu ödedi.
أنتَ أنقذت حياة (كارا) ، لذا ردت لكَ الجميل.

Bildiğiniz gibi ruhum bağışıklı ve Cara'nın bana işkence edip öğreneceğini düşünüyor olsaydın şimdiye yaptırmıştın bile.
و لو خلتَ أنّ (كارا) قدّ ترضخني، لكنت جعلتها تعذبني الآن.

Agiel'i, Cara'nın bugüne kadar işkence ettiği veya öldürdüğü acı çeken ruhlarla dolduruyorlar.
إنهنَّ يصبغنَّ "الآجيل" بمعاناة كلّ روح عذبتها (كارا) أو قتلتها.

Tanıdığımız Cara'nın sonsuza dek yok olduğu gerçeğini kabullenmemiz gerekebilir.
ربما يتعيّن علينا قبول حقيقة أنّ (كارا) التي عرفناها قدّ ذهبت إلى الأبدّ.

Cara'nın her şeyini elinden aldılar. Hem de iki defa.
(كارا) قدّ جـُردت من كلّ ما تملك، مرتين.

Şimdi yaptıkların da Kahlan'la Cara'nın hayatına mal olabilir.
و الآن أفعالك قدّ تـُكلّف كلٌ من (كارا) و (كالين) حياتهما.

Sonra da onu Kahlan'la Cara'nın yerini bize söylemesi için zorlarız.
حينئذٍ يتسنَ لنا إجباره على إخبارنا بمكان (كالين) و (كارا).