| Ama Lacey Pearlman, dışarıda buluştukları zaman Carver'ın hareketlerinde herhangi bir tuhaflık olmadığını söylemiş. | Open Subtitles | ان كان هناك شيء غريب عن السلوك كارفر عندما التقيا خارج. |
| "Düz Burun Curry ve Haberler Carver'ın da soyguna bulaştıkları sanılıyor." | Open Subtitles | " و قد شاركا أيضاً فى التأسيس" " و هما فلات كارى و نيوز كارفر" |
| Bay Carver'ın yayını 10 dakika sonra ana stüdyoda başlayacaktır. | Open Subtitles | بث السيد (كارفر) سيبدأ بعد 10 دقائق فى الاستوديو الرئيسى |
| Carver'ın bacağının sakatlanması kötü oldu. | Open Subtitles | أتَعْرفُين، الجميع يقولون أن طموحُك كسر ساقَ "كارفر" مع أنه، في الواقع، كَانَ الكاحلَ عندما إصطدمتْ بالأرضِ |
| Onu Bay Carver'ın nezaretinde bırakmanı istiyorum. | Open Subtitles | اريد منك تسـليمه الى السـيد كارفر |
| Carver'ın ses tanımlaması ise laboratuara. | Open Subtitles | المسجل بصوت كارفر سيصلك الى المختبر |
| Zenci Tarih Ayı şerefine George Washington Carver'ın tasvirini ev arkadaşımın "vahşice ırkçı" dediği içten bir övgüyle yaptım. | Open Subtitles | تكريماً لشهر تاريخ السود، أديت شخصية جورج واشنطن كارفر بطريقة محبة لكن رفيقي بالسكن دعاها "عنصرية بطريقة متوحشة" |
| Sanırım Carver'ın karısıyla ilişkin olmuş, Paris'te. | Open Subtitles | أظنك كنت على علاقة مع (باريس)، زوجة (كارفر) |
| Büyük bir acıyla Paris Carver'ın ölüm haberini veriyoruz, bu ağın başkanı Elliot Carver'ın eşi olarak uluslararası bir kişi haline gelmişti. | Open Subtitles | (باريس كارفر) التى أصبحت مشهورة منذ زواجها من (اليوت كارفر) رئيس مجلس إدارة هذه الشبكة |
| İyi. Şimdi yatağın üzerine Bayan Carver'ın yanına uzan. | Open Subtitles | جيد، و الآن إستلق على السرير إلى جانب السيدة (كارفر) |
| Bay Carver'ın acılarını paylaşıyoruz. | Open Subtitles | نقدم أسفنا العميق لما حدث للسيدة (كارفر) |
| M, "Bedford" Carver'ın gemisiyle battığını bildiriyor. Bond başarmışa benziyor. | Open Subtitles | (ام)، تقرير (بيدفورد)، غرق (كارفر) مع سفينته، يبدو أن (بوند) قد نجح |
| Jesse Carver'ın kız arkadaşı, ifadeyi teyit etmiş. | Open Subtitles | وأكدت جيسي كارفر صديقة قصته. |
| Howard Taft, 45 yaşında, parayı internette insan kaynakları sitelerinden kazanmış, Carver'ın yeni atletizm merkezi için finansman kampanyasını yürütmüş. | Open Subtitles | (هاورد تافت) في الـ45 ، إكتسب ماله من لوائح الأنترنيت الإعلانية قاد الحملة التمويلية لصالح مركز (كارفر) الجديد لألعاب القوى |
| Katil Carver'ın kanında kısmi bir ayak izi bırakmış. | Open Subtitles | بقي للقاتل بصمة جزئية للحذاء في دم (كارفر) |
| Eğer amaç Carver'ın ofisini dinlemek idiyse neden öldüğü halde mikrofonu bıraksın? | Open Subtitles | إذا كانت الفكرة ، التنصّت على مكتب (كارفر) فلمَ تركها هنا بعد قتله؟ |
| Bunlar Carver'ın müşterilerinden şiddete eğilimli olanların fotoğrafları. | Open Subtitles | هذه صور جميع عملاء (كارفر) مع تاريخ من العنف |
| Cesedi soyarken bunu Carver'ın çorabına saklanmış halde buldum. | Open Subtitles | لقد وجدتُ هذا مخفيّاً في جورب (كارفر) بينما كنتُ أزيل ملابسه |
| Belki de katilimizin Carver'ın ofisinde aradığı şey buydu. | Open Subtitles | ربما هذا ما كان يبحثُ عنه القاتل في مكتب (كارفر) |
| Brooke zaten Carver'ın... - ... evde iş hakkında konuşmadığını kabul etti. | Open Subtitles | -بأنّ (كارفر) لم يتحدّث معها أبداً عن العمل |