Ne yönetiyordun yani, şirket casusluğu yapan ayak takımını mı? | Open Subtitles | حسنا , ماذا كنت تدير نوع من منظمات التجسس ؟ |
Önemli üyeleriyle, eski şirketlerinde bilgi casusluğu yapmış olan kişiler listesini karşılaştırdık. | Open Subtitles | لذا قمنا بمقارنه الاعضاء البارزين امام عمليات التجسس المرتكبه ضد شركاتهم السابقه |
Çalışmanız endüstri casusluğu için mükemmel bir hedef gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن عملكم هدف مثالى لعمليات التجسس الصناعى |
Bu yalnızca erkeklerin kadınlar üzerindeki casusluğu değildi. | TED | لم تكن هذه محض قضية تجسس رجالٍ على نساء. |
Gelmiş geçmiş en büyük atom casusluğu ağı keşfedildi. | Open Subtitles | وكشفت آخر التطورات عن شبكة تجسس دولية على الشئون المتعلقة بالذرة |
Endüstri casusluğu. Güney Afrika'dan elmas hırsızlığı. | Open Subtitles | تجسس صناعي ، إختطاف تهريب الماس من جنوب أفريقيا |
Yani bizi şirket casusluğu ve cinayetle suçluyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً أنتم تتّهموننا بالتجسّس والقتل. |
Şirket casusluğu, modern iş dünyasının bir gerçeği Lex. | Open Subtitles | التجسس على الشركات أحد حقائق التجارة الحديثة ياليكس |
Victor Kennedy'nin dersleri gözetleme ve casusluğu da içeriyordu. | Open Subtitles | حصص فيكتور كينيدي تشمل أساسيات التجسس والمراقبة |
- Neden? Bütçeleri bir tarafa şirket casusluğu yasadışı. | Open Subtitles | لأنه بالرغم من ميزانيته السنوية، التجسس الصناعي مخالف للقانون بشدة. |
Bahse girerim seks içerikli casusluğu normal casusluktan çok daha fazla efor istiyordur. | Open Subtitles | أجل، أراهن أنّه كذلك، لأنّ التجسس الجنسي يُمكن أن يكون أكثر تطلباً من التجسس. |
İngiliz karşı casusluğu için çalıştıkları sırada... bütün İngiltere'de bir ajan zinciri kurma işinden sorumluydular. | Open Subtitles | بينما كانوا يعملون لصالح مكافحة التجسس الانجليزية "كان عليهم انشاء شبكة تجسس في كل "انجلترا |
Şirket casusluğu. | Open Subtitles | تعاون بخصوص التجسس على الشركات. |
Sanırım "Ofis casusluğu" iyi bir başlık olacak. | Open Subtitles | "أعتقد أن "التجسس المكتبي ذا رنة مميزة للغاية |
Endüstri casusluğu. Çok uygarca. | Open Subtitles | التجسس الصناعي ، هذا شديد التحضر |
Muhtemelen başkasına satıyorlardır. Şirket casusluğu büyük bir iş sahası. | Open Subtitles | من المحتمل إنها منافسة تجسس لصالح شركات أخرى |
Uğraştığımız iş uyduruk bir sanayi casusluğu değil. | Open Subtitles | هذه ليست مهمة تجسس صناعية مهملة نتعامل معها. |
Sizi aramadan önce sanayi casusluğu durumunu elemem gerekiyordu. | Open Subtitles | أردت ان استبعد امكانية وجود تجسس صناعيّ قبل الاتصال بك بلا طائل |
Yıllarca onlar için sanayi casusluğu yaptı. | Open Subtitles | وقد أجرى عدّة عمليات تجسس صناعيّ لأجلهم خلال سنين. |
19,99 dolara, "Eski kız arkadaş casusluğu" adında bir program alabilirsiniz. | TED | ومن قبل الملاحقين بإمكانك شراء برنامج بـ 19.99 دولار "تجسس على صديقتك السابقة" من النت |
- Şirket casusluğu ile başlayalım. | Open Subtitles | -لنبدأ بالتجسّس الصناعي . |