"cebindeydi" - Translation from Turkish to Arabic

    • جيبه
        
    • في جيب
        
    • بجيبه
        
    • فى جيب
        
    • بجيبك
        
    • جيبها
        
    Bu masasındaydı. Anahtarlar cebindeydi. Open Subtitles هذا كان على المكتب المفاتيح كانت فى جيبه
    Bir saat önce, tüm şehir Rudy Linnekar'ın cebindeydi. Open Subtitles منذ ساعة ، كان " رودى لينيكار" يحتفظ بهذه البلدة فى جيبه
    Tek bilmek istediğim cüzdanın neden bu adamın cebindeydi. Open Subtitles كلمااريدمعرفته هو ,لماذا وجدت محفظته في جيب الرجل
    Bu saldırganın cebindeydi. Open Subtitles هذا كان في جيب الرجل الذي هاجمك.
    Ayrıca üzerinde kurbanın kanı olan cinayet bıçağı da onun cebindeydi. Open Subtitles الشخص الوحيد الذى لديه سكين بجيبه ودمائها عليه
    Evet, fakat anahtar hala Rogers'ın cebindeydi. Open Subtitles نعم و لكن المفتاح كان لا يزال فى جيب " روجرز"
    Yani cinayet silahı zaten cebindeydi, öyle mi? Open Subtitles إذا سلاح الجريمه كان بجيبك
    Ekose paltolu olanın eli cebindeydi. Open Subtitles كان صاحب معطف المربعات يضع يديه في جيبه
    Ve Bayan Vanderlyn tutuklanırken belgeler baştan sona kocanızın cebindeydi. Open Subtitles و قد كانت في جيبه بشكل آمن حتى عند القيام بمهزلةاعتقالالسيدة"فاندرلين"
    Sen onunla konuşurken mücevher onun cebindeydi. Doğru. Open Subtitles الماسة كانت في جيبه عندما حقق معه
    Cüzdanı ve kimliği cebindeydi. Open Subtitles حافظته وبطاقة هويته كانتا في جيبه
    Bu tom'un cebindeydi ve o öldü. Bunu nasıl geri aldın? Open Subtitles (توم) خبئها في جيبه في الليلة التي مات بها, كيف إستعدتها؟
    Bu tom'un cebindeydi ve o öldü. Bunu nasıl geri aldın? Open Subtitles (توم) خبئها في جيبه في الليلة التي مات بها, كيف إستعدتها؟
    Arabadan indiğimizde kontrol etmiştim. Ceketimin cebindeydi. Open Subtitles حين خرجنا من السيارة كانت في جيب السترة
    Yağmurluğunun cebindeydi. Open Subtitles كان في جيب معطفها الواقي من المطر
    Paket, montunun cebindeydi değil mi? Open Subtitles "حسنٌ، انظر، العلبة كانت في جيب سترتك، أليس كذلك؟" -أجل" "
    Ben de, "oğlum resim herhalde pantolon cebindeydi" dedim. Open Subtitles فقلت، "يا للجحيم يا فتى" "هذه الصورة هي بالتأكيد في جيب سروالك"
    - Delikten geçtiğinde ceketinin cebindeydi. Open Subtitles كان في جيب معطفك عندم اجتيزت الثقب
    - Hatırladığımı söyleyemem. - Evet cebindeydi. Open Subtitles ـ لا استطيع ان اقول اني اتذكر هذا ـ حسنا، لقد كانت بجيبه
    Yani buraya geldiğinde fişekler cebindeydi. Open Subtitles لقد كانت الطلقة بجيبه عندما دخل إلى هنا
    O an giydiği paltonun cebindeydi ama palto ona ait değildi ki. Open Subtitles لقد كانت فى جيب معطفه! لا,لقد كانت الرسالة فى جيب المعطف الذى يرتديه وهذا ليس معطفه
    Walter, numaralar cebindeydi. Open Subtitles (والتر)، الأرقام موجودة بجيبك.
    Tamam, kızın ikramiye çıkmamış 30 loto bileti varmış ve bu da cebindeydi. Open Subtitles حسنا، كان لديها 30 تذاكر خسارته في خلع الملابس لها، وهذا واحد في جيبها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more