Ben; olay tamamen cehaletten kaynaklandığı için bunu önemli bir ölüm yüzü olarak görüyorum. | Open Subtitles | ل العثور على هذا أن يكون وجها غير مألوف ولا سيما من الموت, ل وقوع الحادث من خلال مجموع الجهل. |
Gerçek bir cadıyı yakalayabilmek için cehaletten daha fazlası gerekir. | Open Subtitles | يحريّ أن يكون لديكِ أكثر من الجهل لتتمكنّي من كيّد ساحرة حقيقية. |
Ben cehaletten kaçtım sonunda cehalet Azrail'im oldu. | Open Subtitles | لقد هربت من الجهل. والآن أنا أموت بسبب الجهل. |
Aydınlanma Çağı, insanlığın ilk günahtan değil gerçek cehaletten ve otoriteye bağlılıktan yeniden doğduğu bir çağdı. | Open Subtitles | ليس من الخطيئه الأولي ولكن من الجهل الأول و الاعتماد علي السلطة |
"...seçilmiş ve işlenmiş cehaletten daha şoke edici değildir." | Open Subtitles | من الاكاذيب التي أختيرت حينها, الجهل المغلف بالثقافة |
Tam karşılığıyla, cehaletten bilgiye geçiş anagnorisis. | TED | حرفيا، الانتقال من الجهل إلى المعرفة anagnorisis |
Sufiler şöyle der, "Sizi kendinizden öteye götürmeyen bilgi cehaletten beterdir." | TED | ثم قال: "العلم الذي لا يأخذك أبعد من ذاتك هو علم أسوأ من الجهل." |
cehaletten çıkmanın tek yolu. | Open Subtitles | للخروج من الجهل تريد أن تجرح الناس؟ |
Onları sadece cehaletten kurtarmadın. | Open Subtitles | إنّك لم تقم بإزالة الجهل من الناس فحسب |
Ama Koç Beiste'le bu konuyu görüştüm ve ikimiz de David'in yaptığı kabadayılığın cehaletten kaynaklandığı fikrindeyiz. | Open Subtitles | لكنني تحدثت إلى المدربة (بيست) عن الأمر وأتفقنا أن نوع التنمّر الذي يفعله (ديفيد) جاء من الجهل |
Korkudan dolayı, cehaletten dolayı. | Open Subtitles | اخرجوا من الخوف ، و الجهل |
cehaletten çok daha iyi. | Open Subtitles | افضل كثيراً من الجهل |