Sanırım cello sanatcıları bir suru konsere gidiyordur. | Open Subtitles | أعتقد أن عازفي الكمان يقصدون الكثير من الحفلات |
cello çalmak dans etmek gibidir derlerdi. | Open Subtitles | يقولون أن العزف على الكمان كالرقص |
Oxford'a gorusmeye gittigin zaman sana "Hobileriniz nelerdir?" diye sorarlarsa, cello diyebilirsin yalan da olmaz. | Open Subtitles | لذا عندما يسألونك عند المقابلة ،(في جامعة (أوكسفورد "ما اهتمامك أو هوايتك؟" ".يمكنك أن تجيبي "الكمان |
violin ve cello'yu getir. Önce cello sonra violin. | Open Subtitles | ومن ثم يدخلُ كمآن وتشيلو اولاً تشيلو ثم الكمآن |
Ayrıca unaccompanied cello suites beğeniyorum, Tercihen yo-yo ma çaldığı zaman. | Open Subtitles | و أحبُ أيضاً (تشيلو سوتس) عندما يعزفها (يو يو ما) |
Kadın aşağıdaki stüdyoda cello çalışıyormuş. | Open Subtitles | الزوجة كانت في الاستوديو تتمرن على الة التشلو |
Bu kadar uzun bir etek giyerek cello çalınamaz. | Open Subtitles | لايمكنك العزف على الة التشيلو بتنورة طويلة مثل تلك |
Çünkü hediye kartında açıkça şu yazıyordu "Her alışverişe bir delik." Ben iki cello Shell-o aldım. | Open Subtitles | لأنّ بطاقة الزبون الدائم تنصّ بوضوح، طلبيّة واحدة لكلّ عمليّة شراء، وأنا اشتريتُ اثنين "إتشالو شيلو". |
Dik kafalı tezgâhtar sadakat kartıma iki delik açmayı reddettiğinde sabırsızlıkla cello Shell-o'mu bekliyordum kuruyunca nefis bir kabuğa dönüşen sıvı çikolatalı sos. | Open Subtitles | كنتُ أتطلّع حقاً لتناول "إتشالو شيلو"، زينة شوكولاته سائلة يتمّ تجفيفها على غلاف قطعة حلوى صلبة لذيذة، عندما قام المُوظف العنيد برفض إعطائي طلبيّتين على بطاقة الزبون الدائم خاصّتي. |
Ben aslında... cello dersim icin olan yeri arıyordum. | Open Subtitles | أردت عنوان معلم الكمان خاصتي |
Bana cello çalmayı öğretirken.. | Open Subtitles | عندما أدّينا رقصة الكمان... |
- Hayır, cello yok. | Open Subtitles | - ممنوع الكمان - |