"ceplerimizi" - Translation from Turkish to Arabic

    • جيوبنا
        
    • الشُحنات
        
    Bak Danny ceplerimizi doldurup çekip gider, milyoner oluruz. Open Subtitles لماذا يا دانى يجب نملأ جيوبنا فقط و نخرج من هنا لكى نكون مليونيرات
    Ama herhangi bir zarar için bizi suçlar ve parasını ödemek için ceplerimizi yolar. Open Subtitles ولكنه لن يلوم إلا نحن عن أى خراب يحدث ليبتز جيوبنا
    Ama herhangi bir zarar için bizi suçlar ve parasını ödemek için ceplerimizi yolar. Open Subtitles ولكنه لن يلوم إلا نحن عن أى خراب يحدث ليبتز جيوبنا
    Ama altını, ceplerimizi doldurmak için istemiyorduk. Open Subtitles لكننا لم نرد الذهب لنملئ بها جيوبنا
    Tommy sizinle irtibata geçecek. Hadi ceplerimizi dolduralim. Open Subtitles تومى سيتواصل معكم بشأن الشُحنات
    MO: Başka bir 17 saatlik çalışma gününden sonra yerde yatmak... Caitria ve ben, ceplerimizi boşaltır ve birine yardım edebilme adına, hatırlanması ve eşleştirilmesi gereken her türlü - -küçük büyük farketmez-- bilgi içeren düzinelerce kağıdı belirli bir sıraya koymaya, düzenlemeye çalışırdık. TED مورغان أونيل: ملقون على الأرض بعد 17 ساعة ، كايتريا و انا كنا نقوم على إفراغ جيوبنا محاولين وضع العشرات من قصاصات الورق في السياق- والتي تحتوي على جميع المعلومات التي كان لا بد من تذكرها والمطابقة بينها وذلك من أجل مساعدة شخص ما.
    Neyse ceplerimizi bosaltalim. Open Subtitles على أية حال لنفرغ جيوبنا.
    Ben ve Doreena da ceplerimizi alabildiğine ganimetle dolduracağız. Open Subtitles وأنا و(دورينا) سوف نملئ جيوبنا بقدر ما يمكننا أن نحمل من الغنائم.
    Böylece tüm kabinemi aldım, ve küçük Greenville'deki tüm kendini beğenmiş kodamanlar ile tanıştık: belediye başkanı, şehir yöneticileri, üniversitenin başındaki kişi -- ve basitçe, ceplerimizi boşalttık ve tüm taşlarımızı masaya koyduk, teşvikler, adını siz koyun, Electrolux'u ikna etmek için, ve bir yığın taş yaptık, ve onları masanın karşısındaki Electrolux yönetimine kaydırdık. TED أحضرت جميع أفراد مجلسي الاستشاري، واجتمعنا مع كبار الشخصيات في غرينفيل: الرئيس، مدير المدينة، رئيس كلية المجتمع. بشكل أساسي، أفرغنا جيوبنا ووضعنا كل ما لدينا على الطاولة. كل أنواع الحوافز -عددها بنفسك!- لإقناع إلكترولوكس بالبقاء. وعندما تشكّلت كومة، مرّرناها عبر الطاولة إلى مدير إلكترولوكس.
    Tommy sizinle irtibata geçecek. Hadi ceplerimizi dolduralım. Open Subtitles تومى سيتواصل معكم بشأن الشُحنات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more