Onun için "hayır"ı cevap olarak kabul etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | حسنا ، ليس من الضروري أن تعتبري الرفض كجواب لها |
Hayır'ı cevap olarak kabul etmedik, onun yerine soru olarak algıladık. | TED | نحن لا نقبل بكلمة " لا " كجواب لطلبنا بل كسؤال |
Matilda West, meydan okuyan birini asla reddetmeyen ya da hayırı cevap olarak kabul etmeyen her zaman güçlü doğaya sahip bir kadın tipidir. | Open Subtitles | ماتيلدا ويست كانت دوما قوة من قوى الطبيعة إمرأة من النوع الذي لا ينسحب من التحديات أبدا ولا يقبل بـ لا كجواب |
cevap olarak iyonlar foton saçabilir— kübitin hali iyonun foton saçıp saçmamasına ve ne kadar saçmasına karar verir. | TED | رداً على ذلك، تُحرِرُ الأيوناتُ فوتوناتٍ تحدد حالة الكيوبت ما إذا أطلق الأيون الفوتونات وكم عدد الفوتونات التي أطلقها. |
Senatörler, devgili selegeler Cumhuriyete yönelik bu tehdide cevap olarak ben önermek bu senatonun acil durum yetkilerini hemen yüce şansölyeye vermek. | Open Subtitles | رداً على هذا التهديد المباشر للجمهورية أقترح أن يمنح مجلس الشيوخ سلطة اللجوء إلى الحالة الطارئة |
- Ve az önceki soruna cevap olarak; biz gangster rap müziği yapıyoruz. | Open Subtitles | للإجابة على سؤالك السابق، نحن متابعة مباشرة الراب العصابات. |
Bunu cevap olarak kabul etmiyorum, Chris. Sen bir Griffin'sin. | Open Subtitles | لا تقبل بالرفض كإجابة يا كريس أنت من عائلة جريفن |
Ama hayır'ı cevap olarak kabul etmemeni söyleyecek ilk kişi de o. | Open Subtitles | لكنّه أيضا أوّل شخص سيخبرك بألاَّ تقبل بـ "لا" كإجابة من أي أحد |
Ashur'un başını Glaber'a cevap olarak aşağıya gönderin. | Open Subtitles | ضعوا رأس (آشر) على الطرق كرد على رسالة (غلابر) |
Pardon, güzel bayan, ama ben cevap olarak hayırı kabul etmiyorum. | Open Subtitles | . أعتذر ، يا أيتها السيدة الجميلة ، لكنني لن أقبل لا كجواب |
Bilmiyorum ama sana bir şey söyleyeceğim. Hayır'ı cevap olarak kabul etmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرف، لكنِّي سأُخبرك بأمر واحد أنا لا أقبل "لا" كجواب |
Ne istiyorlarsa yapman lazım. cevap olarak "hayır"ı kullanma. | Open Subtitles | . يجب أن تجعلهم يريدونك . لا تأخذ "لا" كجواب |
Senden hoşlanıyorum, Sue Heck, ve hayırı cevap olarak kabul etmiyorum. | Open Subtitles | (إني معجب بكِ ، (سو هيك ولن أقبل بـ (لا) كجواب |
Adam "Hayır" ı cevap olarak kabul etmiyor. | Open Subtitles | ذلك الشخص لا يعرف كيف يقبل 'لا' كجواب |
Başkan yardımcısına cevap olarak, şu telgrafı gönderdim... | Open Subtitles | رداً على نائب الرئيس أرسلت إليه البرقية التالية |
E-postana cevap olarak tüm bilgileri yolladım. | Open Subtitles | أرسلت لك كل المعلومات رداً على بريدك الإلكتروني |
Sorunuza cevap olarak, Yarın "BASE-jumping"e gidiyorum, Bob. | Open Subtitles | للإجابة على سؤالك سأذهب للقز غداً |
Sorularına cevap olarak, evet, mutsuzum. | Open Subtitles | للإجابة على سؤالك نعم , أنا تعيس |
Meşgul olduğunu söyledim ama hayırı cevap olarak kabul etmedi. | Open Subtitles | أخبرته بأنّنا مشغولون ولكنه ما كان ليقبل بالرفض |
Leslie Knope'tan bir şey öğrendiysem o da hayırı cevap olarak kabul etmemektir. | Open Subtitles | اذا تعلمت شيءا واحدا من ليزلي نوب وهو بأننا لن نقبل بالرفض |
Ne zaman hayırı cevap olarak kabul ettim değil mi? | Open Subtitles | أجل، لم أقبل بـ"لا" كإجابة من قبل؟ |
Ashur'un başını Glaber'a cevap olarak aşağıya gönderin. | Open Subtitles | ضعوا رأس (آشر) على الطرق كرد على رسالة (غلابر) |