"cevap veren" - Translation from Turkish to Arabic

    • أستجاب
        
    • أحد يجيب
        
    • الذي يرد على
        
    • الذين ردّوا على
        
    • الذي أجاب
        
    • التي ردت على
        
    • أحد أجاب
        
    • التي تستجيب
        
    Anlaşmazlığın gidişatı başlatan değil cevap veren kişi tarafından belirlenir. Open Subtitles بالشخص الذي بادر لكن بالشخص الذي أستجاب
    Ben çağrıya cevap veren bir polis memuruyum, efendim! Open Subtitles أنا ضابط أستجاب لنداء يا سيدي
    Gece gündüz birkaç defa telefon etmiş ama cevap veren olmamış. Open Subtitles اتصلت عدّة مرّات ليلًا ونهارًا.. ولكن لا أحد يجيب
    Daha sonra beni aradığı telefonu aradım fakat cevap veren olmadı. Open Subtitles والرقم التي أتصلت منه والذي عاودت الاتصال به لا أحد يجيب عليه
    Telefonuma cevap veren tek kişi sensin. Open Subtitles أنا أعلم هاي،أنت هو الوحيد الذي يرد على إتصالاتي
    Eşinizin ilanına cevap veren erkeklerle görüştük. Open Subtitles تحدثنا إلى الرجال الذين ردّوا على إعلان زوجتك
    Telefonlara cevap veren resepsiyonist ağrı idare ekibinin yalnız yatılı hastalar için olduğunu söyledi; acıyı kontrol altına almam için opioid tavsiye etseler de tedavimi göze almıyorlardı. TED موظف الاستقبال الذي أجاب على الهاتف أعلمنا أن فريق إدارة الألم يُقدمون خدماتهم للمرضى الداخليين. بالرغم من أنهم يصفون مسكنات أفيونية للسيطرة على الألم، فهم لا يشرفون على نظام الفطم ولا الإقلاع.
    Maile cevap veren tek kişi olduğu için sabırsızlanmasına gerek de yoktu. Open Subtitles وحيث أنها كانت الوحيدة التي ردت على رسالة المدرسة لم تضطر للانتظار
    Böyle girişimi bağışlayın. Kapıya cevap veren olmadı. Open Subtitles معذرة على الدخول مباشرة، لكن لا أحد أجاب.
    Daha sonra bahsettiğim, böyle görüntülere cevap veren yüz bölgesini bulalım. TED لنبحث عن تلك المنطقة التي تحدّثت عنها التي تستجيب لصور من هذا النوع.
    İrtibata geçmeye çalışmışlar ama cevap veren olmamış. Open Subtitles لقد حاولوا الاتصال بالطائرة... لكن لا أحد يجيب
    Kapıya vurdum da, cevap veren olmadı. Open Subtitles كنت اطرق ولم يكن أحد يجيب
    Telefonlara cevap veren şirin çocuk mu? Open Subtitles الولد اللطيف الذي يرد على التلفونات؟
    Tripp, Cara'nın ilanına cevap veren dört kişiyi bulmuş. Open Subtitles تعقّب (تريب) أربعة أشخاص الذين ردّوا على إعلانات (كيرا)
    Tek cevap veren sen olmuştun. Open Subtitles أنت الوحيد الذي أجاب
    Telefonuna cevap veren kız. Open Subtitles ..ردت عليّ هذه الفتاة الأخرى تلك التي ردت على هاتفك
    Şey, seni görmek zorundaydım kapıya vurdum, cevap veren olmadı. Open Subtitles حسنا، كان لا بدّ أن أراك000 لذا طرقت الباب لكن لا أحد أجاب
    Mavi bölgelerde gördüğünüz, işitme korteksinde yer alır, beynin gerçek kahkahaya daha çok cevap veren kısımları. Öyle anlaşılıyor ki, istemsizce gülen birini duyduğunuzda başka bir durumda duymayacağınız sesler duyuyorsunuz. TED المناطق التي ترونها باللون الأزرق و التي تقع في القشرة السمعية هي المناطق من الدماغ و التي تستجيب أكثر للضحك الحقيقي، و ما يبدو عليه الحال، هو أنه عندما تسمع شخصا يضحك بشكل لا إرادي، فأنت تسمع أصواتا لا تسمعها في أي سياق كلام آخر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more