"cevap veriyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجيب
        
    • يستجيب
        
    • تستجيب
        
    • تتجاوب
        
    • أجاب
        
    Biz halihazırda buradayız ve bu da ait olup olmadığımız sorusuna cevap veriyor. TED نحن جميعاً هنا بالفعل، وهذا يجيب على السؤال ما اذا كنا ننتمى أم لا.
    Köşeye sıkıştığında soruya soruyla cevap veriyor. Open Subtitles عندما يُحشر في الزاوية يجيب عن السؤال بسؤال.
    Sosyal görevli çocuk istismarı ihbarına cevap veriyor. TED يستجيب موظف الرعاية لبلاغ عن حالة إساءة لطفل
    Etrafındaki iki gramlık karbon fiber kafes pervanelerin dolaşmasını engelliyor; ancak aslında çarpışma absorbe ediliyor ve robot çarpışmaya cevap veriyor. TED فالقفص الكربوني حول المراوح الذي يزن جرامين، يحميها من التشابك. لكن التصادم يتم إمتصاصه، والروبوت يستجيب لهذا التصادم.
    Gerçekten her çeşit ışığa çarpıcı bir şekilde cevap veriyor. Open Subtitles ويبدوا انها تستجيب بشكل مذهل لأي نوع متوفر من الضوء المرئي
    Rota çizme gibi bütün karmaşık sistemler Wraith sinirsel arayüzüne cevap veriyor. Open Subtitles تستجيب للوصلة العصبية للريث مثل المركبات الطائرة
    Psikiyatristi de terapisti de harika, ve o da ilaçlara çok iyi bir şekilde cevap veriyor. Open Subtitles ،كل من طبيبها و معالجها النفسيان جيدان كما أنها تتجاوب جيدا مع الأدوية
    Muhammed cevap veriyor... Open Subtitles محمد أجاب : أنا لا أستطيع القراءة
    Şimdi yarım saat önceki bir soruya cevap veriyor 3 milyon doların ona ne faydası var. Open Subtitles إنه يجيب سؤالاً طرحته منذ نصف ساعة بما ستنفعه الثلاثة ملايين دولار؟
    Yazmayı biliyor. Mektuplara cevap veriyor. Open Subtitles إنه يعرف الكتابه و يجيب العديد من الخطابات
    "Neden akıllı olan durmak zorunda kalarak bu kadar soruya cevap veriyor?" Open Subtitles لماذا يجيب الرجل الذكي عن كل تلك الأسئلة؟
    Çift. Her zaman soracağım sorulara cevap veriyor. Open Subtitles قريني، يجيب دائمـاً على الأسـئلة التي أسـتعد لطرحهـا.
    Onu aramayı deneyebilirsin. Ama telefonuna güçlükle cevap veriyor. Open Subtitles يمكنك أن تحاول الاتصال به لكنه نادراً ما يجيب على هاتفه
    Burada, cevap veriyor, nabız normal nefes de alıyor. Open Subtitles يا رفاق، ها هو هنا، إنه يستجيب لديه نبض،و هو يتنفس
    Tüm gücüyle savaşıyor ve kalbi de iyi yönde cevap veriyor. Open Subtitles فهو يكافح بكل قوته وقلبه يستجيب بشكل جيد
    İyi. İlaçlara cevap veriyor. Yani, daha erken ama hepsi kurtulacağını düşünüyor gibi. Open Subtitles إنّه يستجيب للأدوية، أعنيّ مازال الوقت مبكراً لكن الجميع يعتقد بأنه سيتجاوز المحنه، لذا..
    Anlaşıldı, 81. 51 cevap veriyor. 61 numaralı ambulans olay yerine gidiyor. Open Subtitles تلقيت ذلك , 81 المحرك 51 يستجيب الفرقة الثالثة تستجيب لحريق في شارع فرانكلين هذا سيء , سيء , سيء لنذهب , لنذهب
    Kendi beyninizin uyarılmış potansiyellerine cevap veriyor. Gördüğünüz gibi, görüntü retinanın içine giren ışın uyarımları kafanızın arkasındaki merkeze ulaşıyor. Open Subtitles أجل ، إنه يستجيب لكهرباء مخك ، أترين إنه يغذي شعاع نبضي عبر شبكيتك
    Bel altından uyarıya cevap veriyor yani felç olmadı. Open Subtitles ‫إن الفتاة في فترة النقاهة ‫وهي تستجيب للمنبهات تحت الوسط ‫لذلك، فلا يوجد شلل
    Antibiyotiklere cevap veriyor. Open Subtitles .. وانها تستجيب للمضادات الحيوية ، لذلك أنا هنا سأكون هنا لي ماكهنري
    Bal rehberi ıslıklara sadece insanlarla konuşurken kullandığı bir çağrıyla cevap veriyor. Open Subtitles تستجيب مُرشدة العسل لصفيرهم بصيحات تستخدمها فقط للتكلم مع البشر.
    İsteyerek ehlileşti. Sevgiye cevap veriyor. Open Subtitles انها تروض باختيارها, انها تتجاوب مع الحب
    - Sen de cevap veriyor. Open Subtitles ... و أجل لقد أجاب يو - اخرس -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more