Bilirsiniz ki bir aileyi kast dışı etmek düşünebileceğiniz en büyük sosyal cezadır. | TED | وكما تعلمون فإن نبذ العائلة هو أكبر عقاب من المجتمع يمكن للمرء أن يفكر به. |
Belki bize yardim etme çabası onun için bir cezadır. | Open Subtitles | من يدرى ربما كل هذا عقاب لمحاولته بمساعدتنا |
Yo,sizi temin ederim ki, günde beş saat diğerlerinin konuşmalarını dinlemek ve kendinin konuşma hakkına sahip olmamak bir cezadır. | Open Subtitles | أؤكد لك إنه عقاب لسماع الرجال يتكلمون خمسة ساعات يومياً و لا استطيع المناقشة حتى مع نفسي |
Ateşli dalla gözlere dikiş atmak birine iftira atanlar için en uygun cezadır. | Open Subtitles | فرع متعصب يعتبر أن خياطة العيون عقاب مناسب لهؤلاء الذين ينشرون القيل والقال عن افتراء |
Çünkü Daniel-san, kalbinde merhamet olmayan insan için... yaşamak ölümden daha büyük bir cezadır. | Open Subtitles | لأن الرجل الذي لا رحمة في قلبه... حياته عقاب أسوأ من الموت... |
Bu hastalık, bize Tanrı tarafından verilen bir cezadır. | Open Subtitles | هذا الوباء الذي حل علينا عقاب من الله |
Bir Sontaran'ın katlanabileceği en büyük cezadır bu. | Open Subtitles | هذا هو أسوء عقاب يمكن أن ينزل على "سونتاريني" |
Bir günahın pişmanlığını göstermek için gönüllü çekilen cezadır. | Open Subtitles | عقاب تطوعي لإظهار الندم على الخطايا |
Bence gömlek çıkartmak, 3 gün cezadır. | Open Subtitles | ،قررت بأن خلع القميص ثلاث أيام عقاب |
Evet, biliyorsun derler ki hayatta kalmak, yaşayanlar için dile getirilmemiş bir cezadır. | Open Subtitles | أتعلمين.. إنهم يقولون... "النجاة عقاب من ترك الأمور معلقة" |
Bir amaç için verilen bir cezadır. | Open Subtitles | إنه عقاب يؤدي الغرض |
Bu yeterli bir cezadır benim için. | Open Subtitles | وهذا عقاب كافي |
Bu bir cezadır. - Mahkeme böyle bir şey söylememiştir. | Open Subtitles | انه عقاب |
Aşk bir cezadır. | Open Subtitles | "الحب عقاب" |
Aşk bir cezadır. | Open Subtitles | "الحب عقاب" |