Generalin eşi olarak Sovyet suçluların cezalandırılması için dua edeceğim. | Open Subtitles | زوجة الجنرال سوف أصلي كل يوم كي يعاقب السوفيت المجرمين |
Sanki cezalandırılması gereken bir kabahatmiş gibi. | Open Subtitles | إنها نوع ما من الجرائم التي يعاقب عليها القانون |
Bunların hepsi babanın başının altında çıkıyor. cezalandırılması gereken o. | Open Subtitles | هذا كله من فعله ، وينبغي أن يُعاقب على ذلك |
Gerçekliği en çok deforme eden dünyanın en iyi oyun sanatçısının cezalandırılması gerektiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقد أن أفضل مصممّي الألعاب في العالم يجب أن يُعاقب ؟ .بسبب التشويه البالغ الذي أحدثه للواقع |
Yasalara uymayanların hemen ve gerekirse ağır bir şekilde cezalandırılması gerektiğini anlayan biri. | Open Subtitles | تتطلب شخص يفهم أنه يجب معاقبة من يخترق الأنظة فورًا وبقسوة عند الحاجة، |
O zamanlar cezalandırılması gerekiyor, öyle mi dersin? | Open Subtitles | أعتقد أن الأمر منطقي الآن يجب أن تعاقب |
Sör Eustace bunu çok iyi biliyor tıpkı neden cezalandırılması gerektiğini bildiği gibi. | Open Subtitles | السير (يوستيس) يدرك ذلك تمامًا مثلما يدرك سبب معاقبته |
cezalandırılması gerekiyor. | Open Subtitles | -لا يجب أن يُعاقَب |
Aynı zamanda, uymayanların da cezalandırılması gerektiğine inanırdı | Open Subtitles | .. وآمنت أيضاً أن أولئك الذين لا يتبعون القوانين .. يجب معاقبتهم |
cezalandırılması gerekiyor onu herkesin önünde cezalandırmalıyız | Open Subtitles | لقد إخترناه ليقوم بأى عمل نعم ، و لكنه يجب أن يعاقب علينا إعدامه على منصه |
Bugün, Katolik Gençlik Organizasyonu'ndan Durocher'ın ahlâksız davranışlarının cezalandırılması ve beyzboldan men edilmesiyle ilgili bir uyarı yazısı aldım. | Open Subtitles | لاحظت اليوم من منظمة شباب كاثوليكية انهم سيقاطعون تشجيع البيسبول ان لم يعاقب هذا الرجل عن سوء الاخلاق انت تمزح |
Tek bildiğiniz birinin cezalandırılması gerektiği! | Open Subtitles | كل ما تعرفه هو أن شخصا ما بجب أن يعاقب |
Günahlarının cezalandırılması gerektiğine karar veriyorsun. | Open Subtitles | ثم أقرر بأنه يجب ان يعاقب على ذنوبة |
Günahlarının cezalandırılması gerektiğine karar veriyorsun. | Open Subtitles | ثم أقرر بأنه يجب ان يعاقب على ذنوبة |
Konu izleyenlerin sayısı değil rüşvetçiliğin katı şekilde cezalandırılması. | Open Subtitles | إنّه ليس حول حجم الجمهور، إنّه حول الفساد أن يُعاقب بصرامة. |
Neden hepimizin cezalandırılması gerektiğini hatta. | Open Subtitles | لماذا تَيت علية ان يُعاقب لماذا جميعنا يجب ان نُعاقب , من اجل تلك المسألة |
Oğluyla dalga geçip zarar verdiğini, cezalandırılması gerektiğini söylemiş. | Open Subtitles | لقد قالت أن الفتي كان يضايق ويؤذي ابنها وكان يجب أن يُعاقب |
Bunu yapanın cezalandırılması lazım. | Open Subtitles | حسناً ، هُناك بالتأكيد شخصاً ما يحتاج لأن يُعاقب |
Çocuklarına vurmayacak ama birçok Romalı gibi kölelerin cezalandırılması gerektiğine inanıyor. | TED | إنه لن يضرب أطفاله، ولكن على غرار الكثير من الرومان، كان يعتقد أنه لا بد من معاقبة العبيد. |
Dünyaya savaş açan insanların cezalandırılması. | Open Subtitles | معاقبة هؤلاء الذين أشعلوا نيران تلك الحرب فى وجه العالم |
Sue Sylvester, bu kızın cezalandırılması gerekiyor. | Open Subtitles | سو سلفستر هذه الفتاه يجب بان تعاقب |
Sör Eustace bunu çok iyi biliyor tıpkı neden cezalandırılması gerektiğini bildiği gibi. | Open Subtitles | السير (يوستيس) يدرك ذلك تمامًا مثلما يدرك سبب معاقبته |
cezalandırılması gerekiyor. | Open Subtitles | -لا يجب أن يُعاقَب |