Bu Dr. Chesterfield'in geçmişi. | Open Subtitles | ما المكتوب هنا؟ التحري عن ماضي د. تشيسترفيلد |
Sen daha uzaktaki yerleri alabilirsin, ben de Chesterfield'ı alırım. | Open Subtitles | أنت يُمكنك أخذ الأماكن البعيدة، وسآخذ تشيسترفيلد. |
İyi, o zaman sen Chesterfield'ı al, ben de burada işleri yürüteyim. | Open Subtitles | حسناً. إذن خُذ تشيسترفيلد. وأنا سأقوم بحراسة الحصن هنا. |
Sorularımızı cevaplandırdığınız için teşekkür ederim, Bay Chesterfield. | Open Subtitles | شكرًا لإجابتك عن أسئلتنا يا سيد تشسترفيلد |
Chesterfield Oteli'ne gidiyorlar patron. | Open Subtitles | إنه متوجه نحو فندق (تشيستر فيلد) يا رئيس |
- Chesterfield'deki 30-60'tan. | Open Subtitles | - هناك لعبة 30-60 في تشستر فيلد- |
Chesterfield'de küçük bir ayakkabı dükkanı vardı. | Open Subtitles | كان لديه متجر الأحذية قليلا صارمة ضد تشيسترفيلد. |
Yüzbaşı Chesterfield'a aldırma, denizde bünyesi hassaslaşıyor. | Open Subtitles | لا تعر إهتمام للنقيب تشيسترفيلد لديه دستور حساس بالبحر |
Sen ve ben düşman olmak zorunda değiliz, Yüzbaşı Chesterfield. | Open Subtitles | لسنا بحاجة لنكون أعداء أيها النقيب تشيسترفيلد |
Chesterfield cephaneliğe nöbetçilerini koymuş. | Open Subtitles | تشيسترفيلد جعله رجاله يتمركزا بمخزن الأسلحة |
Yüzbaşı Chesterfield'ın adamları bol yiyecek alıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | بدا أن رجال نقيب تشيسترفيلد يحصلون على قسط قوت وافر |
Chesterfield valinin ofisine geçecek ve avantaj bizde olacak. | Open Subtitles | نقيت تشيسترفيلد سيزحف نحو منزل الحاكم وسيكون لنا منفعة خاصة |
Ayrıca Malcolm Brown sarhoş gelip Yüzbaşı Chesterfield'ı sordu. | Open Subtitles | ومالكوم بروان جاء ثمل جدًا سائلًا عن النقيب تشيسترفيلد |
Yüzbaşı Chesterfield'ın kalede yalnız dolaşma alışkanlığı var. | Open Subtitles | لدى نقيب تشيسترفيلد عادة بالمشي عبر الغابة وحيدًا |
Blake Chesterfield Henderson'ın kaleminden. | Open Subtitles | من قبل بلايك تشيسترفيلد أندرسون |
Buraya yakındı. Chesterfield'de. | Open Subtitles | كان قريبا من هنا في تشيسترفيلد |
- Bayan Emberly. Yüzbaşı Chesterfield. | Open Subtitles | آنسة امبيرلي، إنه النقيب تشيسترفيلد |
Sonra, Benton'ın adamı Chesterfield geldi ve onu götürdü. | Open Subtitles | ثم جاء تشيسترفيلد رجل بينتون وأخذه |
İyi günler, Yüzbaşı Chesterfield. | Open Subtitles | طاب يومك أيها النقيب تشيسترفيلد |
Şu an Chesterfield'de her ikinci kağıt dağıttığında şöhretini mahvetmekle meşgul. | Open Subtitles | (هو الآن عند (تشسترفيلد يدمر سمعتك مع كل ثانية يقضيها هناك |
Chesterfield Oteli resepsiyon görevlisine Kyle Nasry 'ın fotoğrafını gösterdim. | Open Subtitles | لقد أظهرت صورة (نصري) إلى موظف الإستقبال (في فندق (تشيستر فيلد |
Bu harika, Chesterfield South'a hoş geldin. | Open Subtitles | هذا رائع (مرحبا بكم في جنوب (تشستر فيلد |