O zaman Herb, Alan'la yatmış oldu ve Alan da Chris ile, bunun anlamı da... | Open Subtitles | إذاً هيرب نام مع آلان وآلان نام مع كريس الذي يعني |
Onunla çıktın bu gece değil mi, Chris ile? | Open Subtitles | لقد خرجت معه الليلة, اليس كذلك ؟ مع كريس |
Chris ile birlikte kaçtığını yazdığı bir not bırakmış. | Open Subtitles | تركت لي رسالة تقول فيها انها هربت مع كريس |
Chris ile birlikte dışarı çıktı. Onlara ulaşamadım bile. | Open Subtitles | خرج مع كرس لم استطيع الاتصال بهما |
Chris ile birlikte koridorda sessizce oturduk. Kariyerinin en önemli davasını savunmasına çok az kalmıştı. | TED | بينما جلست أنا و كريس صامتين في المدخل قبل لحظات من دخوله لمناقشة أهم قضية في حياته المهنية |
Ben Chris ile zaman harcamaya başlayacağım ve bir kadını nasıl etkileyeceğini göstereceğim. | Open Subtitles | سوف أبدأ بقضاء بعض الوقت مع (كريس) وأريه كيف يمكنه أن يجتذب النساء |
Chris ile. Chris ve benim öğleden sonra yapacaklarımız var. | Open Subtitles | مع كريس أنا و كريس لدينا موعد هذا الظهر |
Jacob, bir dakikalığına şuraya gidip Chris ile takılsan olur mu? | Open Subtitles | أجل، (جيكوب) لمَّ لا تذهب إلى هناك وتجلس مع (كريس) لدقيقة |
Chris ile piyasaya giriş stratejisi hakkında konuştun mu? - Chris mi? | Open Subtitles | هل تحدثت مع (كريس) حول إستراتيجية الهبوط؟ |
Ann ertesi gün geldi ve Chris ile ikinci bir mülakata girdi. | Open Subtitles | (آن) جاءت في اليوم التالي وقامت بمقابلة شخصية ثانيةً مع (كريس) |
April'in aksine, benim Chris ile durumum ne olacak bilmiyorum. | Open Subtitles | على عكس (ابريل) مازلت لا أعرف ماذا يحمل لي المستقبل مع (كريس) |
April'in Chris ile çalışmasını istemiyorum bu yüzden bir ay boyunca sevmediği işleri yapacağım. | Open Subtitles | أحاول أن أوقف (ابريل) عن أخذ وظيفة مع (كريس) لذلك أفعل كل شيء تكرهه لمدة شهر |
- Chris ile hediyelik eşya dükkânına. | Open Subtitles | في محل الهدايا مع كريس. |
O Chris ile mücadele oldu. | Open Subtitles | انها تقاتل مع كريس. |
Kusura bakma Meg ama Chris ile olan arkadaşlığım daha önemli. | Open Subtitles | (أنا آسف (ميج لكن صداقتي مع (كريس) أكثر أهمية |
Peki, Chris ile oluyor? | Open Subtitles | إذاً ، ما الذي يحدث مع (كريس) ؟ |
Sana Chris ile antrenman yapıyoruz demiştim. | Open Subtitles | لأنني قلت لك أنّني كنت أتدرب مع (كريس). |
- Chris ile aranız nasıl ? | Open Subtitles | - ما الأخبار مع كريس ? - بخير . |
Chris ile birlikteydim, yemin ederim. | Open Subtitles | كنت مع كرس أقسم بذلك |
Chris ile birlikteydim. | Open Subtitles | كنت مع كرس |
Chris ile birlikte davayı açmaya karar verdiğimizde ilk ziyaret ettiğimiz kişilerden biri olan Duke Universitesi'nden Bob Cook Deegan'dan gelmişti. | TED | من بوب كوك ديجان أستاذ في جامعة دوك و واحد من أوائل من زرتهم أنا و كريس عندما بدأنا مناقشة هذه القضية |