"ciddiyetinin" - Translation from Turkish to Arabic

• خطورة
• جدية
• جديه

Buffy, durumun ciddiyetinin farkındayız ama başka bir yolu olmalı.
ونحن نفهم خطورة ذلك ولكن يجب أن يكون هناك حل آخر

Sayın Yargıç, davalı suçlamaların ciddiyetinin tamamen farkındadır.
سيدي , المتهم يدرك تماماً مدي خطورة جريمة السرقه

Durumunun ciddiyetinin farkında değilsin sanırım.
أنا لا أعتقد أنك تقدر مدى خطورة الموقف الذي أنت فيه

Kes sesini. O benim arkadaşım. İşin ciddiyetinin farkında değil, tamam mı?
أصمت أنت أنها صديقتي ولاتعرف جدية الامر, مفهوم؟

Konunun ciddiyetinin farkında değilsin. Kendim için değil. Senin için.
لا أظنّك تعلم مدى جدية هذا ليس لي، بل بالنسبة لك

Durumun ciddiyetinin farkında olduğunuzu sanmıyorum.
أنا لا أعتقد أنك تدرك مدى جديه هذا الأمر.

Durumun ciddiyetinin farkında olduğuna sevindim.
ان مسرور لأنك تُقدّرُ خطورة الموقفِ

Sanırım durumun ciddiyetinin farkında değilsin. Haklısın.
لا أعتقد أنك تتفهمين مدى خطورة الموقف

Bu işin ciddiyetinin farkındasın değil mi?
- كلا قطعاً. لأنك تدرك مدى خطورة الأمر، صح؟

Lütfen? Mm-hmm. Sanırım bu meselenin ciddiyetinin farkındasın.
أرجوك؟ ... أظن جميعكم تتفهمون خطورة هذه المسأله

Ve istediğim şeyin ciddiyetinin farkındayım, o yüzden siz ve bölümünüz için elimden geleni yapmaya razıyım.
وأنا أفهم خطورة ما تحتاج، لذلك ... وأنا على استعداد لبذل قصارى جهدي للكم وإدارتك.

O iyi olacak.Durumun ciddiyetinin farkında.
إنها تتفهم خطورة الموقف

Mevzunun ciddiyetinin farkındasın.
أتعرف مدى خطورة ما أتحدث عنه

Durumun ciddiyetinin farkında mısın?
هل تدركين خطورة الوضع الحالي؟

Hepimiz durumun ciddiyetinin farkındayız ve elimizi çabuk tutmalıyız.
أعتقد كلنا نفهم جدية هذه المسألة ويجب أن يمضي بسرعة... بكلّ المصادر المحتملة.

Güven bana, bulunduğum durumun ciddiyetinin fazlasıyla farkındayım.
ثق بى انا اقدر جدية موقفى تماماً

Yaptığın şeyin ciddiyetinin farkında değilsin.
لا أظن بأنكِ تدركين جدية ما تقومين به

Durumun ciddiyetinin farkında olmadığımı mı sanıyor?
يتقد بأنني لا أفهم عن مدى جدية الأمر؟

Size yönetilen suçlamaların ciddiyetinin farkında mısınız?
هل تعلم مدى جدية التهم؟

Hayır, durumun ciddiyetinin farkında değilim.
حقاً، لا أدري مدى جديه هذا الأمر.

Syd bu işin ciddiyetinin farkında mı?
هل (سد) يعلم جديه الأمر؟